Değişen Dünyanın Büyük Dertleri

Değişen Dünyanın Büyük Dertleri

Hızla gelişen, ilerleyen ve şekil değiştiren bir dünyada yaşıyoruz. Çevremizde hiçbir şey sabit kalmıyor. Şehirler, canlılar, mekânlar, fikirler, zevk ve arzular kısacası her şey çok hızlı değişiyor. Bu değişimler biz insanları da oldukça etkilemiş olacak ki son yıllarda en büyük sıkıntılarımız istikrarsızlık, sabırsızlık, çabuk sıkılma, azim ve sebat eksikliği. Bir arı misali her çiçekten faydalanmak, sürekli yeni ve bir öncekinden daha güzel bir şeyler yapmak istiyoruz fakat başarılı olamıyoruz. Heyecanla başladığımız işlerden kısa sürede sıkılıyor, yoruluyor, sonunda da vazgeçiyoruz. Geriye dönüp baktığımızda bu yarım kalmış işlerin sebep olduğu yetersizlik ve mutsuzluk hisleri de ayrı bir dert…

Aynı durum maalesef ibadetlerimiz için de geçerli. Rabbimizin rızasını kazanmak ve cennete girebilmek ümidiyle başladığımız pek çok işte devamlılık sağlamakta güçlük çekiyor ya da yaptığımız işin heyecanıyla kaldıramayacağımız sorumluluklar üstleniyor ve sonunda hüsrana uğruyoruz.

 Önceliğimiz düzen ve istikrar değil yenilik ve fazlalık oluyor. Hâlbuki Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Allah katında amellerin en sevimlisi hangisidir?” diye sorulduğunda “Az da olsa devamlı olanıdır”[1] diye buyurmuştur.Az da olsa sürekli yapılan ameller; Rabbimize itaatin, azmin ve ihlâsın göstergesi olup hadis-i şerifte buyrulduğu üzere Rabbimizin en sevdiği amellerdir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin hadis-i şerifine rağmen bizim acelecilik ve sabırsızlık konusundaki bu ısrarımız oldukça üzücü.

Mü’minlerin fârik (ayıran, fark edilmesine sebep olan) vasıfları sorulduğunda doğruluğu, adaleti, yardımseverliği ve daha pek çok özelliği hemen sayabilirken azmi, sebatı, istikrarı geri planda bırakıyor hatta hiç hatırlamıyoruz. Sorun belki de bizim bu özelliklerin önemini tam manasıyla idrak edemeyip kişiliğimize yerleştiremeyişimiz. Evet, mü’min; doğru sözlü, güvenilir, yardımsever kimsedir. Ama aynı zamanda mü’min; azimli, sabırlı, teenni ve sebat sahibi kimsedir.

Bir konuda karar verirken acele etmemeli; Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin “Teenni Allah’tan, acelecilik şeytandandır.”[2] sözü doğrultusunda düşünerek ve ehline danışarak karar vermeliyiz. Düşünerek, hesaplayarak, yerinde ve zamanında aldığımız kararlarda başarı ihtimali daha yüksek olduğu gibi yaptığımız işten alacağımız mutluluk ve keyif de o nispette fazla olacaktır.

Bir diğer önemli nokta ise iş sırasında gösterdiğimiz azim ve sabır. Elbette başladığımız her işi engelsiz, sıkıntısız tamamlamamız mümkün değil. Rabbimizi razı etmek için çıktığımız yolda en büyük düşmanımız olan nefsimiz ve şeytan da boş durmayacak; kimi zaman bulunduğumuz şartlar kimi zaman da etrafımızdaki insanlar karşımıza engel olarak çıkacaktır. Fakat Rabbimizin izni ile sabrın, ihlâsın, fedakârlık ve azmin karşısında hiçbir engel duramayacak, emek vererek istikrarla tamamlanan işler de kişiye büyük bir mutluluk verecektir.

Rabbim çağımızın en büyük hastalıklarından olan acelecilik, sabırsızlık ve istikrarsızlıktan bizleri muhafaza etsin. Gayret ve fedakârlık gösterip razı olacağı ameller yapan kullarından eylesin.


[1] Müslim, Müsafirin, 216

[2] Tirmizi, Birr, 65

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap