Delirmemek İçin

Çünkü hayatın yaşanmaz şeklini yaşanır gibi önümüzde renklendirendir diziler. Rutin bir hayat dikkat çekmeyeceği için norm sınırlarında olmayan şeyleri olur gibi gösteren diziler ile aklımızı senariste teslim ediyoruz. Hayal insan ve hayal hayat karşımıza çıkıyor hâlbuki Allah gerçekçi olmamızı istiyor. Diziler ailemizden bir parça olduğu sürece iyilik ve kötülüğü dizilerden öğreniriz. Tarihi olan da dini olan dizi de gerçekçi olmaz, gerçekten esinlenir sadece.

İnsan olarak biz mi sosyal medyayı kullanıyoruz yoksa sosyal medya mı bizi kullanıyor diye sormamız gerekiyor. Röntgen çeker gibi insanın kendisini teşhir etmesi akıllıca bir iş değildir. Âdem babamızdan bu güne kadar şeytan, sosyal medya gibi bir fırsat ile karşılaşmamıştır.

Kötü haberleri izlerken beynimiz bunları çöpe atmaz. Haberler şu dünyada canlısını gördüğümüz olaylardan daha tehlikelidir. Bile bile beynimizi çürütmesine izin vermeyelim.

Peygambere olan sevgi dahi putlaştırmama sınırında biter, saygımız ise secde etmeme sınırında. Bu üç şeyde ölçüyü kaybeden delirir. Sevgimiz baştan savma sevgi de olmamalı, ölçüye dikkat etmeliyiz. Karı koca arasında en güzel aşk ve evlilik ise nikâhtan sonra büyüyen aşktır. Hızlı başlayıp çöken bir meyle doğru gitmesin sevgimiz. Kimi seversek ölçülü olmalıyız, Allah’ı sever gibi insan ve eşya seven mü’min olamaz.

Bir Müslüman’ın günlüğü, aylığı ve yıllığı olmalı. Bunları hazırlarken de istişare etmeli ve nasihat dinlemeliyiz.

Dünya işlerinde senden daha kötü olanlara bak moralin yerine gelir, ahiret işlerinde ise senden iyi olana bak daha fazla ibadet edersin.

Sılayırahim sadece ziyaret veya aramak değil, gönül almaktır. On sene uğramadığın kişi bile senden razıysa sılayırahimin yerine gelmiştir.

Eğer beş vakte gidemiyorsan altmış gün dört vakte, 80 gün üç vakte, yüz gün iki vakte veya bir yıl bir vakte git istisnasız. Ezandan önce git, herkesten sonra çık. Namaz, süngerin suyu emdiği gibi dertlerini emecek.

Doktorun bedenine uygun gördüğü helal bir spor yap. Ashab-ı Kiram spor yapmıyordu ama senenin dört ayı yürüyerek bir şehirden bir şehre gidiyor, bizim bir günde yediğimizi belki bir ayda yemiyordu. Ayrıca onlar tertemiz bir tabiatta yaşıyorlardı.

Kim bilir keşfedilmesi gereken ne kabiliyetin var. Allah sana bir zevk vermiştir ve sen bunu köreltirsen bunalırsın.

Allah’ın sana verdiği potansiyeli tüketmelisin. Yarım mesai daha alırsan hem paran olur hem bunalmazsın.

Sohbetlerde senin uzmanlık alanın neyse o alan gelince konuş. Her işten anlayan bu kadar çok iş beceren veya becerdiğini zanneden ya delirir ya da lakırtısından insanlar kaçar ve o insan yalnız kalır.

Günde yirmi dakikanı duaya ayır. Zikirlerini yapıp ruhunu rahatlat.

Son Not

Kardeşlerim, kâfir delirebilir biz niye delirelim Allah bizimle, imanımızla içimizde. Teknik hatalar yapıyoruz yoksa delirecek ve bunalacak bir şey yok. Unutmuyoruz bizi delirtecek zannettiğimiz şeyler aslında yüceltecek şeyler olabilir, dertlerimizin de kıymetini bilelim.