EBU HANİFE RAHMETULLAHİ ALEYH

Biz Müslüman’ız, elhamdülillah. Kur’an-ı Kerim’le yaşar, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin sünnetine göre yol alır, âlimlerimizin yolundan gitmeye çalışırız. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem “Âlimler, peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmadılar ancak ilim miras bıraktılar. Şu hâlde o ilmi alan büyük bir pay almış demektir.” buyuruyor.[1] İşte Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin varislerinden biri de Ebu Hanife rahmetullahi aleyhtir.

Hayatı ve Şahsiyeti

699 yılında Kûfe’de doğdu. Asıl adı Numan b. Sabit b. el-Numan Zuta’dır. Asıl adından ziyade Ebu Hanife veya İmam-ı Azam olarak tanındı. İmam-ı Azam “Büyük İmam” demektir. “Hanife” denmesinin sebebi ise Iraklılar arasında Hanife denilen bir tür divit veya yazı hokkasını devamlı yanında taşımasındandır.[2] Başka bir rivayette ise hanif kelimesi haktan ve istikametten ayrılmayan kimse[3] anlamına geldiği içindir. Mezhebine de künyesine nispetle “Hanefi Mezhebi” dendi.

Ebu Hanife rahmetullahi aleyh ticaretle uğraşan varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendisinin de kumaş tüccarlığı yaptığı bilinir. Ebu Hanife rahmetullahi aleyhin yaşadığı yer tam bir ilim merkeziydi. Ticaretle uğraşırken âlimler, Ebu Hanife rahmetullahi aleyhin zekâsını fark edip onu ilme yönlendirdi.

Ebu Hanife rahmetullahi aleyh de bu konuyla ilgili olarak Ebû Amr eş-Şa‘bî’nin kendisini çağırıp “Seni zeki, kabiliyetli ve hareketli bir genç olarak görüyorum. İlme ve âlimlerin meclislerine devam etmeyi ihmal etme” dediğini, bu konuşmanın kendisine tesir ettiğini, böylece ilim tahsiline yöneldiğini anlatılır.[4]

Küçük yaşlarda Kur’an-ı Kerim’i ezberledi. Önce akaid ve cedel ilmini öğrendi. Kelam, iman ve itikadî bilgilerini Şabi’den öğrendi. Sonrasında fıkha yöneldiğine dair rivayetler vardır.

Ebu Hanife rahmetullahi aleyhin asıl hocası Hammad b. Ebu Süleyman’dır. On sekiz yıl hocasının ders halkasında bulundu. Hocasının ölümü üzerine hocasının yerine geçerek ders okutmaya başladı. Yetiştirdiği öğrenci sayısının birkaç bini bulduğu, bunlardan kırkının içtihat edecek dereceye ulaştığı bilinir.[5] Gençliğinde ashab-ı kiramdan birkaç kişiyi gördüğü söylenmektedir.

Ebu Hanife rahmetullahi aleyh, İslam’a yaptığı hizmetleriyle İslamiyet’i iman, amel ve ahlak esasları olarak bir bütün hâlinde insanlara yeniden duyurdu. Şüphesi ve bozuk bir düşüncesi olanlara cevaplar verdi, önce itikatta birlik ve beraberliği sağladı; ibadetlerde, günlük işlerde İslam fıkhının esaslarını ve şeklini saptadı. Böylece ikinci hicri yüzyılda müceddid unvanını aldı.[6]

Ebu Hanife rahmetullahi aleyhe Kûfe kadılığı teklifi geldi, her türlü baskıya rağmen kabul etmeyince hapsedildi ve dövüldü. Durumu kötüye gidince hapishaneden çıkartıldı. Bunun üzerine Mekke’ye gitti ve eskisi gibi ders vermeye devam etti. Daha sonrasında Halife Mansur Bağdat şehrinin kadılığını ona teklif etti. Ebu Hanife bu kadılık görevini de kabul etmedi, Bağdat’ta hapse atıldı. Hapiste işkence edildi ve dövüldü.

Ebu Hanife rahmetullahi aleyh 150 yılının Şaban ayında Bağdat’ta vefat etti. Cenazesi vasiyeti üzerine Hayzüran Kabristanı’nın doğu tarafına defnedildi. Kabri bugün Bağdat’ta Azamiye diye anılan mahaldedir.

Özellikleri;

  • Kanaatkâr,
  • Takva sahibi,
  • Cömert,
  • Güvenilir,
  • Abid,
  • Zahid,
  • Vakarlı,
  • Üstün anlayış sahibi,
  • Zeki biriydi.
  • Kazancına haram ve şüpheli gelir karıştırmamaya özen gösterirdi. Bir defasında ortağı Hafs bin Abdurrahman’ın defolu bir kumaşı yanlışlıkla normal fiyata satması üzerine o parti maldan alınan bütün parayı dağıttığı söylenir. Hatîb el-Bağdâdî’nin anlattığına göre yıldan yıla kazancını hesap eder, onunla çevresindeki ilim adamlarının ve öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılar ve onlara, “Bunu ihtiyacınız olan yere sarf edin ve sadece Allah’a hamd edin. Çünkü bu verdiğim mal gerçekte benim değildir; sizin nasibiniz olarak Allah fazl ve kereminden onu benim elimle size göndermiştir” derdi.[7]
  • Dış görünüşüne önem verirdi, temiz giyinirdi.
  • İnandığını söylemekten çekinmezdi.
  • Derslerinde talebelerine söz hakkı verirdi.[8]

Eserleri;

  • El-Müsned
  • El-Fıkhu’l-Ekber
  • El-fıkhu’l-Evsat
  • El-Âlim ve’l-Müteallim
  • Er-Risale
  • El-Vaşıyye
  • El-Kaşidetun-Numaniyye

Bunların dışında kaynaklarda Ebu Hanife’ye nisbet edilen Mücâdele li-eḥadi’d-dehriyyîneḍ-Ḍavâbitü’s̱-s̱elâs̱eRisâle fi’l-ferâʾiżDuʿâʾü Ebî ḤanîfeMuḫâṭabetü Ebî Ḥanîfe maʿa Caʿfer b. Muḥammed b. Ahmed er-RıżâFetâvâ Ebî Ḥanîfe ve Muḥammed b. Ḥasan eş-Şeybânîel-Maḳṣûd fi’ṣ-ṣarfer-Red ʿale’l-ḲaderiyyeMaʿrifetü’l-meẕâhib gibi çoğu akaid alanında birçok eserden söz edilmektedir.

               Fıkıh İlmindeki Yeri

Ebu Hanife rahmetullahi aleyh sayısız içtihad yaptı. Ebu Hanife’nin “Biz önce Allah’ın Kitabı’nda olanı alırız. Onda bulamazsak Peygamber aleyhisselamın sünnetine bakarız. Orada da bir şey bulamazsak ashabın ittifak ettiğini benimseriz, ihtilaf etmişlerse dilediğimizin görüşünü alırız. Başkalarının görüşlerini onlara tercih etmeyiz. Ancak Hasan-ı Basrî, İbrâhim en-Nehaî, Saîd b. Müseyyeb gibi tabiin âlimlerine gelince onların içtihatlarına bağlı kalmayız. Onlar gibi biz de içtihada bulunuruz. Aralarında müşterek illet bulununca bir hükmü diğerine kıyas ederiz.” sözünden içtihat metodu anlaşılmaktadır.[9]

Ebu Hanife vefat ettikten sonra talebeleri hocalarının tedrisatını devam ettirdiler, Ebu Hanife’den öğrendikleri şekilde hüküm çıkarttılar. Sonrasında Hanefi Mezhebi oluştu. Ebu Hanife rahmetullahi aleyhin en meşhur talebeleri İmam Yusuf ve İmam Muhammed’dir.

İbadet Hayatı

Ebu Hanife bütün zamanlarını ibadete göre ayarlardı. Gündüzleri belli bir miktar uyur, geri kalan vakitlerini ders ve ibadetle doldururdu. Gece kıldığı namazlarda Kur’an’ı hatmederdi.

Biz Müslümanlara da böyle bir şahsiyeti örnek alıp kendimize dersler çıkartmak düşer. Allah cennette Ebu Hanife rahmetullahi aleyhle beraber olmamızı sağlayacak işler yapmamızı nasip etsin.

 

 

 

 

 

 

 

 

[1] Buhari, İlim 10; Ebû Davut, İlim 1; Tirmizi, İlim 19; İbn Mace, Mukaddime 17

[3] https://www.biyografya.com/, Erişim Tarihi: 14.03.2021

[5] Bezzâzî, Menâḳıbü’l-İmâmi’l-Aʿẓam, s. 218, 246 Beyrut 1981

[6] https://www.biyografya.com/biyografi/2547#, Erişim Tarihi: 14.03.2021

[7] Tarihu Bagdad, 360

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap