İdeal Bir Ziyaret Nasıl Olmalı?

İslam, hayatın her karışını kuşatan bir dindir. Namazdan hacca, alışverişten yolculuğa, yemekten tuvalet adabına kadar her şeye dokunur dinimiz. O, sadece hayatın belli bir kısmına ilişkin hükümler getirmez. Aksine hayatımızın en basit alanlarında da nasıl davranmamız gerektiğine dair kuralları getirir. Zira bu din, hayatın her alanını potansiyel bir ibadet, Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak için bir fırsat olarak görür.

Hayatımızın bir parçası olan ziyaretler de yüce dinimizin önem gösterdiği hususlardan bir tanesidir. Günümüzde her ne kadar insanların çoğunluğu tarafından bir ibadet olarak görülmese de Allah rızası gözetilerek yapılan ziyaretlerin sınırsız ecirler ile mükafatlandırılacağı haber verilmiştir. 

Sahih bir hadiste, Ebû Hureyre radıyallahu anh’den Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Adamın biri, bir başka köydeki (din) kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah Teâlâ, adamı gözetlemek için onun yolu üzerinde bir meleği görevlendirdi. Adam meleğin yanına gelince, melek, ‘Nereye gidiyorsun?’ dedi. Adam, ‘Şu (ileriki) köyde bir din kardeşim var, onu ziyarete gidiyorum.’ cevabını verdi. Melek, ‘O adamdan elde etmek istediğin bir menfaatin mi var?’ dedi. Adam, ‘Yok hayır, ben onu sırf Allah rızası için severim, onun için ziyaretine gidiyorum.’ dedi. Bunun üzerine melek, ‘Sen onu nasıl seviyorsan Allah da seni öylece seviyor. Ben, bu müjdeyi vermek için Allah Teâlâ’nın sana gönderdiği elçisiyim!’ dedi.”[1]

Bir Müslüman olarak namazımızı, orucumuzu, zekâtımızı, haccımızı ve diğer ibadetlerimizi nasıl görüyorsak ziyaretlerimizi de aynı şekilde görmeye mecburuz. Zira ziyaretlerimiz de ibadetlerimizin bir parçası ve diğer ibadetlerimiz gibi bizi cennete götüren basamaklardan bir tanesidir. Bu sebeple, namazın tadili erkânını[2] nasıl biliyor isek ziyaret ile alakalı temel hususları da bilmekle mükellefiz. Bu noktada, öncelikle kimlerin ziyaret edilmesi gerektiğini bilmek gerekir.

 

[1] Müslim, Birr, 38.

[2] Namazın rükünlerini hakkıyla yerine getirme anlamında bir fıkıh terimi.

Ziyaret Çeşitleri

Ziyaret Çeşitleri

 

  • İlk olarak bilmeliyiz ki ziyaret en çok yakın akrabanın hakkıdır. Akrabalık derecesi en yakın olan aynı zamanda ziyareti en çok hak eden kimsedir. Anne ve baba, yakınlık derecesi olarak ilk sırada olduklarından ziyareti en çok hak edenler de onlardır. Bunları, akrabalık derecesine göre en yakın olanlar izler.
  • Komşular da ziyareti hak eden zümrelerden bir tanesidir. Müslüman veya gayrimüslim ayrımı yapmaksızın komşularımızı ziyaret etmek ile mükellefiz. Elbette ziyaretlerimizin kapsamı ziyaret edilen kişinin hassasiyetine göre değişir. Bu sebeple bir gayrimüslimi ziyaret sıklığımız ile bir Müslümanı ziyaret sıklığımız bir olmamalıdır; yahut hassasiyet sahibi bir Müslümanı ziyaret şeklimiz ile bu hassasiyeti gösteremeyen bir Müslümanı ziyaret şeklimiz farklı olmalıdır. Örneğin, mahremiyete dikkat edilen bir eve gidip oturmamızda hiçbir sakınca yoktur. Fakat bu hassasiyetin gösterilmediği bir yerde daha faziletli olan içeri girmeden ziyareti kapıdan yapıp dönmektir.
  • Üçüncü olarak, dinimizce hastaların da ziyaret edilmesi teşvik edilmiştir.
    Rasûlullah ﷺ de hastaları ziyaret etmiş ve onlara tavsiyelerde bulunmuştur. Bir hadis-i şerifte Rasûlullah ﷺ, Müslümanın Müslüman üzerindeki beş hakkından birinin de hastalandığında ziyaret etmek olduğu söylemiştir[1]. Hasta birini ziyaret eden kişi hem hastaya moral vermiş olur hem de kendisi sevap kazanır.
  • Ziyaret edilecek dördüncü zümre ise sâlih ve muttaki[2] kimselerdir. İmanlarına şahit olduğumuz ve İslam uğrundaki mücadelelerini kendi gözlerimizle gördüğümüz kimseleri ziyaret etmemiz gerekir. Umulur ki onların o takdire şayan hayatlarından etkilenir ve hayatımıza çekidüzen veririz.
  • Beşinci olarak zikredebileceğimiz bir diğer olası zümre de küçük çocuklardır. Nitekim Rasûlullah ﷺ’in çocukları dahî ziyarete gittiğine ilişkin hadisler vardır.[3] Âlemlere rahmet olarak gönderilen Rasûlullah ﷺ kuşu ölen bir çocuğa teselli ziyaretine gidebilirken bizler nasıl olur da büyüklük taslayıp yaşça küçük birini ziyaret etmeyi gururumuza yediremeyiz?
  • Altıncı olarak dinimiz, araları bozuk olan iki insanı barıştırmak adına da ziyaretler yapılmasını teşvik etmiştir. İki Müslümanın üç günden fazla birbirine küs durması haramken[4] bu küslüğü bitirmek için yapılan ziyaretin Allah Teâlâ katındaki değerini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. Böyle bir ziyaret, yeri geldiğinde, itikaftan dahî daha faziletlidir. Zira İbn Abbas radıyallahu anhuma, Rasûlullah ﷺ’in şöyle buyurduğunu ağlayarak nakletmiştir: “Her kim, din kardeşinin bir ihtiyacını karşılamak için gayret eder ve o işi görürse, bu kendisi için on yıl itikâfta kalmaktan daha hayırlıdır. Hâlbuki bir kimse Allah rızası için bir gün itikâfa girse, Cenab-ı Hak o kimse ile cehennem arasında üç hendek yaratır ki, her bir hendeğin arası, doğu ile batı arası kadar uzaktır.”[5]
 

[1] Muslim, Selâm, 5.

[2] Takva sahibi.

[3] bkz. Buhari, Edeb, 112.

[4] bkz. Buhârî, Edeb 57, 58, 62; Müslim, Birr 23, 24, 28, 30-32.

[5] Beyhakî, Şuabu’l-İmân, III, 424-425. Ayrıca bkz. Heysemî, VIII, 192.

Ziyaret Adabı

Ziyaret Adabı

Peki dinimiz yapılacak bu ziyaretler esnasında bizden nasıl davranmamızı beklemektedir? Bir başka deyişle, ziyaretleşme esnasında dikkat edeceğimiz kurallar nelerdir?

  1. Bizler amellerin niyetlere göre olduğuna iman ediyoruz, elhamdülillah. Bu sebeple Allah rızası için bir şey yaparken öncelikle niyet ederiz. Nasıl ki niyet olmadan kılınan namaz eksikse niyet olmadan yapılan ziyaret de Allah Teâlâ’nın bizden beklediği ziyaret değildir. Bu sebeple, Allah Teâlâ’nın rızası için yapılan bir ziyarette öncelikle ziyaretin O’nun rızası için olduğuna niyet edilmelidir. Aksi takdirde belki de saatlerimizi alan bir ziyaretimiz kıyamet gününde kayıplara karışacaktır.
  2. Ziyaretlerimiz randevusuz olmamalıdır. Çat-kapı yapılan bir ziyaret bizim karakterimizin bir parçası olamaz. Kapıya geldikten sonra ev sahibinin haberdar edilmesinin ne faydası olur? Olması gereken, ziyaret edilecek kişiyi makul bir süre öncesinden haberdar etmektir. Elbette anne ve babanın çocuğunu randevusuz bir şekilde ziyaret etme hakkı vardır. Fakat onlar dahî çocuklarını önceden haberdar ederlerse Allah Teâlâ’nın razı olacağı bir iş yapmış olurlar.
  3. Ziyaret, hem erkeğin hem de kadının cennet basamaklarından biridir. Fakat bekar olan kadının babasının izni ile evli olan kadının ise kocasının izni ile ziyarete gitmesi şarttır. Bu izin olmadan yapılan ziyaret, halk arasındaki tabir ile “kaş yaparken göz çıkartmaktan” başka bir şey değildir.
  4. Ziyaret için uygun zamanın kollanması gerekir. Örneğin yeni evlenmiş bir çift için ilk aylar yahut yeni doğum yapmış bir hanım için ilk kırk gün uygun bir zaman dilimi değildir. Gece vardiyasında çalışan bir bekçi için 20:00’de yapılan ziyaret de uygun bir ziyaret değildir. Bu tür bir hassasiyet gösterilmeksizin yapılan ziyaretler cennet fırsatları değil ancak ve ancak cennetin önündeki engeller olabilirler. 
  5. Ziyaret, makul bir süreyi aşmamalı, tabiri caizse bir çeşit işgale dönüşmemelidir. Ziyaretten ziyarete değişmekle birlikte ziyaretin en makulü bir saat ile sınırlı olanıdır. Aksi bir ziyaret hem amacını aşar hem de ev sahibine gereksiz bir yük olur.
  6. Ziyaret edilen yer bir evse ve evin diğer kısımlarında mahremimiz olmayan kişiler varsa, bu durumda bize gösterilen yerden başka bir yere oturmamız yahut odadan izinsiz bir şekilde çıkmamız caiz olmaz. Bir ihtiyacın varlığı halinde ev sahibinden izin istenmeli ve bu doğrultuda hareket edilmelidir.
  7. Haram olmasa da yapılacak ziyaret bir yuvanın huzurunu zedeleyecek ise ziyaretin yapılmaması tercih edilmelidir. Örneğin kadın, kocasının istemediği birinin evini ziyaret etmemeli ve mümkün oldukça bu kişiyi misafir olarak kabul etmemelidir.
  8. Ziyaretlerde elbette ilk kıstasımız şeriata uygun olmasıdır. Fakat şeriatımızın herhangi bir hüküm getirmediği durumlarda o bölgenin örf ve adetine göre hareket edilmelidir. Şeriata aykırı olmadığı sürece ziyaret esnasında bölgenin örf ve adetini uygulamak, Allah’ın izniyle O’nun rızasını kazanmamıza hizmet edecektir.
  9. Ziyaretlerde hediyeleşmek güzeldir. Böyle bir alışkanlığı kazanmak Allah’ın izniyle ziyaret eden ile edilen arasındaki sevgi bağını kuvvetlendirir. Bu sebeple ziyaretler esnasında küçük de olsa bir hediye götürmeyi alışkanlık haline getirmek gerekir. Bu hediye kimi zaman büyüklere bir kitap kimi zaman da evdeki çocuklara bir oyuncak olabilir.

 

Ziyaretleşme ile alakalı kurallar elbette bunlardan ibaret değildir. Fakat bu dokuz kuralı uygulamaya çalıştıkça ziyaretlerimizi bir ibadet olarak göreceğiz ve Allah Teâlâ’nın izni ile ziyaretlerimiz bereketlenmiş olacak. Bunları yapalım ki kıyamet günü melekler namazlarımızı sâlih amel olarak önümüze getirirken, ziyaretlerimizi de tıpkı kıldığımız namazlar gibi önümüze getirsinler.

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap