KUDÛRÎ (Rahmetullahi Aleyh)

Meşhur fıkıh âlimlerinden Kudurî rahmetullahi aleyh, tam adı Ebu’l-Hüseyin Ahmed bin Ebî Bekir Muhammed bin Ahmed el-Kudûrî olup H. 362 (M. 973) yılında Bağdat’ta doğmuştur. Nisbesinin kökeni kesin olarak bilinmemekle birlikte çömlek (kıdr, çoğulu kudûr) imalatı veya satıcılığıyla ya da Bağdat köylerinden Kudûre ile ilişkilendirilmiştir. Bir kısım kaynaklarda ve bazı eserlerinde künyesi Ebu’l-Hasan şeklinde kaydedilmiştir.

Ebu Abdullah Muhammed b. Yahya el-Cürcanî’den fıkıh ve Muhammed b. Ali Süveyd el-Müeddib’den hadis ilmi tahsil etmiştir. Irak’ta Hanefi mezhebinin önderi durumuna gelmiştir. Bir rivayete göre Abbasî Halifesi Kâdir-Billâh -muhtemelen Şiî Fatımîler ve Büveyhîler’in karşısında Sünniliği hâkim kılma çabası içinde dört mezhebin otoritelerinden birer muhtasar fıkıh eseri hazırlamalarını istemiştir. Bu maksada hizmet için devrin hanefilerinin temsilcisi olarak seçilmesi dolayısıyla iktidar sahipleri nazarında büyük saygınlığa eriştiği anlaşılan Kudûrî, mezhebin temel metinlerinden biri sayılan el-Muḫtaṣar’ını hazırlayıp takdim etmiştir.

Kudûrî rahmetullahi aleyh, hanefi fıkhı âlimlerinin önde gelenlerindendir. İlminin çokluğu, ibaresinin güzelliği, akıcı lisanı ile fıkıh âlimleri arasındaki yeri ve derecesi çok yüksek oldu. Kur’an-ı Kerim’i tilavet etmesi (okuması) çok hoş ve tatlı idi. Devamlı ibadet eder ve Kur’an-ı Kerim’i çok okurdu. Ebu Abdullah Muhammed Yahya el-Cürcanî’den fıkıh ilmini öğrendi ve hadis-i şerif rivayet etti. Bundan başka Ubeydullah bin Muhammed el-Havşebî ve birçok âlimle görüşüp sohbet etti. Kendilerinden ilim öğrendi. Âlimlerden birçoğuna hocalık etti.

Eserleri:

1. El-Muhtasar: Fıkıh sahasında yüzyıllar boyu ders kitabı olarak okutulan önemli bir eser olup erken dönemde baskıları yapılmıştır. Kendisinden sonra gelen birçok kimse Muhtasar-ı Kudûrî diye tanınan meşhur fıkıh kitabından istifade etmişlerdir. Âlim olanlar ve olmayanlar, çok meşhur ve mu’teber olan bu kitap ile teberrük etmişler; şiddet, sıkıntı, hastalık zamanlarında ve tâ’ûn (veba) salgınında okunmasının çok faydalı olacağını tecrübe ile bildirmişlerdir.

Âlim, önder, en güzel üstünlüklere ve kıymete haiz, Allah Teâlâ’nın emirlerini yapmakta ve yasaklarından sakınmakta son derece gayretli, dünyaya ehemmiyet ve kıymet vermeyen Ebu’l-Hasen Ahmed bin Muhammed el-Kudûrî el-Bâğdâdî (rahmetullahi aleyh); Muhtasar-ı Kudûrî isimli eserine başlarken buyuruyor ki: “Âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’ya hamdolsun. Hüsn-i hatime (Güzel netice, iyi akıbet) Allah Teâlâ’dan korkanlar içindir. O’nun Resûlü Muhammed aleyhisselama ve O’nun ehl-i beytine, ashabına ve O’nun izlerinde gidenlere bizden selamlar ve hayır dualar olsun.” 

Binlerce fıkhi meselenin kısa ve öz olarak toplanmış olduğu bu kitap, senelerce medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Birçok şerhi vardır. En meşhurları; El-Cevhere, El-Lübâb ve Tashîh-i Kudûrî’dir.

a-) El-Lübâb: 19. yüzyıldaki meşhur fıkıh âlimlerinden biri olan  Abdülganî el-Ğuneymî el-Meydânî (d. H. 1222-v. H. 1298)tarafından kaleme alınmıştır, eserin tam adı el-Lübâb fî Şerhi’l-Kitâb şeklindedir. Muhtasar el-Kudurî’nin en meşhur şerhidir.

b-) El-Cevhere: Ebu Bekir el-Haddâd (v. H.800) tarafından kaleme alınmıştır, meşhur Muhtasar şerhlerinden biridir. Eserin tam adı el-Cevheretü’n Neyyire şeklindedir.

c-) Tashîh-i Kudûrî: Ebu Nasr-ı Akta (v. H.474) tarafından kaleme alınmıştır, meşhur Muhtasar şerhlerinden biridir. Eserin tam adı et-Tashih Ve’t Tercih Ala’ Muhtasar el-Kudurî şeklindedir.

Yazıldığı günden bu yana hanefi mezhebi özelinde fıkıh ilminin gözde eserlerinden olan El-Lübâb, klasik fıkıh döneminin tüm özelliklerini taşıyan muteber bir şerhtir.

Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümünde hanefi mezhebindeki muhtasarlar ve değerlendirilmesi, ikinci bölümde dönemi konu alan biyografik eserlerden hareketle Ebu’l-Hüseyin Kudûrî ve Abdülganî el-Ğuneymî el-Meydânî’nin hayatı, üçüncü bölümde El-Lübâb’ın kaynakları ve dördüncü bölümde ise Kudûrî ve Meydânî’nin eserlerinde takip ettiği metotları incelenmiştir.

2. Et-Taḳrîb: Kudûrî önce, Ebu Hanife ile öğrencileri arasındaki mezhep içi ihtilafları, meselelerin delillerine yer vermeden ele alan tek ciltlik bir nüsha hazırlamış (et-Taḳrîbü’l-Evvel); daha sonra bunu delillerle zenginleştirerek genişletmiştir (et-Taḳrîbü’s̱-Sânî). Eserin bir nüshası Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde kayıtlı olarak bulunmaktadır.

3. Et-Tecrîd:  İlm-i hilâfa (ihtilaflı meseleler) dair yedi cüzlük bir eser olup İmam Şafii ile Ebu Hanife ve talebeleri arasındaki ihtilaflı meseleleri inceler ve mezhep imamını savunur. 23 Zilkade 405 (15 Mayıs 1015) tarihinde talebelerine imla ettirmeye başladığı eserinde ele aldığı konulardaki farklı görüşleri verdikten sonra taklid ehline rehberlik için kendi tercihini de belirtmiştir. Eserin Beyazıt Devlet, Nuruosmaniye, Süleymaniye, Damad İbrâhim Paşa ve Topkapı Sarayı Müzesi kütüphanelerinde kayıtlı nüshaları vardır.

Kudûrî rahmetullahi aleyh ayrıca “hâkimden beklenen güzel ahlak” konulu Hassâf’ın Edebü’l-Kāḍî’sini de şerh etmiştir.
 

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap