Müslüman Hanımın Mutfağı
Nesillerimizden sorumluyuz. Nefs ve nesl arasındaki çizginin farkında olmalı ve kalemizi muhafaza etmeliyiz. Kehf ashabı uyanınca mağarada ne kadar kaldıklarını sorguladılar. Ardından içlerinden biri “Kaldığınız müddeti Rabbiniz daha iyi bilir (…) hangisinin yiyeceği temizse size ondan erzak getirsin!” dedi. Biz de telaşımızdan kimseyi göremeyecek halde olduğumuz hallerde dahi Kehf ashabını örnek almalıyız. Şartlar ne olursa olsun tayyib olanı talep etmeliyiz. Şöyle bir durup nefislerimizi bir sorgulayalım. Öncelikli talebimiz nedir?
İlim gafleti izale eder
“İlim, yitik malıdır mü’minin.” buyrulmuştur. Onu almak için seferber olmalıyız. Sunum sofralarını bir kenara bırakıp, çeyiz telaşına düşmeden evvel ResulAllah hayalimdeki sofraya gelir oturur muydu muhasebesine girmeliyiz. Riyazüs Salihin’i dizdiğimiz kitap raflarımızda aile sağlığı üzerine de okumuşluklarımız olmalı. Fiyat etiketinden evvel incelediğimiz, helal ve tayyib ölçüsü olmalıdır.
Niyetimizi ortaya koymalıyız
Aleyhisselam’ın ekmeğe katık yok mu sorusuna sadece sirke cevabı gelince “sirke ne güzel katıktır” deyişi ne kadar gerçekse Fatıma radıyallahu anha’nın un öğütmekten şişen elleri, su taşımaktan nasır tutan sırtı o kadar gerçektir. O halde soğuk suyu dahi yakıştıramadığımız nefislerimize, Peygamber’in görünce ayağa kalktığı kızının hizmetçi talebine verdiği, mübarek nesillerin çekirdeğini oluşturmak için geçilmesi gereken yolları özetleyen şu cevabı hatırlayalım. Bizler de böyle niyet edelim hayat mücadelemize. Muhafaza etmenin her geçen gün daha ciddi bir donanım gerektirdiği kalelerimizde böyle savaşalım.
“Yâ Fatıma, Allah'tan kork ve Allah'a karşı vazifende kusur etme! Allah'ın omuzuna yüklediği farzları hakkıyla yerine getir. Kocana da daima sadık ve itaatkâr ol! Onun hakkını da gözet! Sana ayrı bir şey daha söyleyeyim. Yatağına girmek istediğin zaman, otuz üç defa “Subhanallah”, otuz üç defa “Elhamdülillah”, otuz üç defa da “Allahü Ekber” de. İşte bu senin için hizmetçiden daha hayırlıdır.” (Buhârî, Fezâilü'l-Ashâb, 9; Müslim, Zikr, 80, 81; Ebû Dâvud, Edeb, 100)
Alışveriş Listesi
Helal ve tayyibtir bu liste; harama ve şüpheliye yer yoktur. Mü'minun suresi şöyle sesleniyor; “Ey Rasuller! Temiz olan şeylerden yiyin ve salih amel işleyin. Şüphe yok ki ben yaptıklarınızı çok iyi bilirim.” Allah, Resul olarak gönderdiği kullarına -hepsine salat ve selam olsun- helal yemelerini ve salih amel işlemelerini “emir” buyurmaktadır. İşte bu, helalin salih amel için bir yardımcı olduğuna delildir. Helal ve tayyib beslenme ise salih amelden önce zikredilmektedir. Helal beslenme resullerin ortak özelliğidir. Fatihlerin mayası da bu mutfaklarda tutacaktır biiznillah.
Aleyhisselam da şöyle buyurmuştur; “Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur.” (Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3, (3329, 3330); Tirmizî, Büyû 1, (1205); Nesâî, Büyû 2, (7, 241).)
Rokette İmzan Olmasın!
Siyonizme hizmet eden hiçbir ürün Müslüman kadının mutfağında yoktur. Keyfimiz ve kahyasından daha değerlidir Müslüman kardeşlerimizin dökülen kanı. Mutfağa girenler sık elenmiştir. Gaflette değildir; yediği yemekten cilbabını yıkadığı deterjana kadar her şeyi bir şuur içinde alır.
Müslüman bir hanım evinde kendisine zarar veren ürünlere yer vermediği gibi doğayı da korumayı ilke edinmiştir. Çamaşır suyu müptelası değildir, litrelerce su akıtılmaz, kağıt peçete kullanımı sınırlıdır. Sentetik kokulara esir de değildir. GDO’ya meyli asla olmadığı gibi gıda oyunlarının da farkındadır.
Uyutmak için değil diriltmek için...
Haramın hesabı olduğu gibi helalin de hesabı vardır. Helal olan gıdaları oburca yemek afettir. Derler ki; obur isen kendini kötürüm bil. Zira çok yiyenin vücudu hantallaşır. Çok yemek idraki azaltır, basireti giderir, ibadetlere tesir eder. “İbadet bir sanattır. Atölyesi tenhalık, aleti açlıktır.”
Birlikte bereket vardır
“Ya Resulallah! Yiyoruz ama doymuyoruz.” diyene Aleyhisselam “Herhalde ayrı ayrı yiyorsunuz?” diye sorup “Yemeği birlikte yiyin ve besmele çekin; işte o zaman yemeğiniz bereketlenir.” buyuruyor. (Ebu Davud, Et’ime 14, nr. 3764; İbni Mace, Et’ime 17, nr. 3286)
Sofra, buluşma ve ferahlama meclisidir onun için. Misafiri de eksik olmaz hanesinden. Sofraya uzanan ellerde bereketi arar. Misafire burun kıvırmak değil hürmet vardır. Aleyhisselam “Allah’a ve kıyamete inanan, misafirine ikram eylesin.” buyurmuştur. (Buhari, Edeb 31 nr. 6018; Müslim, İman 74, 75, nr. 47)
Uyararak değil göstererek eğitim
Yemekten önce eller yıkanır. Evin büyüğünün buyur etmesi sağ elini yemeğe “besmele” ile uzatmasıyla olur. Yemeği kötüleme yoktur bu sofrada. Hamd ile de biter.
Mutfak mescidin uzantısıdır
Onun mutfağı hayrın konuşulduğu yerlerdir. Kötü düşüncelere yer yoktur. Yemeğin adabından biri de yemekte güzel şeylerden bahsetmektir. Rabıta halindedir yemek yaparken, abdesti baş şarttır. Güzel konuşur, güzel dualar eder yemek yaparken. Ruh halinin yemeğe siret edip yiyenleri etkilediğini bildiğinden sinirliyken girmez Müslüman kadın mutfağa.
İsrafa yer yoktur
Hiçbir şey ziyan olmaz Müslüman bir hanımın mutfağında. Hızlı bozulan ürünlerin farkındadır ve yemek pişirme düzeni ona göredir. Vaktini çürütme israfına da düşmez, nefes hesabı yapar.
Katık var ama şüpheli yok!
Obur kişinin, haram ve şüpheli gıdalara meyli daha fazladır. Zevk düşkünlerinin mükafatı da daha az olur. Allahu Teala buyurur: “Küfür edenlere ateşin karşısına getirilecekleri gün denilir ki; Siz bütün zevklerinizi dünya hayatı içinde bitirdiniz, safanızı sürdünüz. İşte yeryüzünde haksız yere kibirlenmekte ve kötüleşmekte olmanıza karşılık bugün horluk azabıyla cezalandırılacaksınız.” (Ahkaf, 20)
0 Yorum