Parolamız: Selamunaleyküm

Parolamız: Selamunaleyküm

Mü’min, Allah’a ve Peygamberi’ne iman ederek günlük yaşamından ileriye yönelik hayallerine varıncaya kadar her şeyini Allah’ın rızasına göre ayarlayan insandır. Mü’minin Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaptığı bu işe de ibadet denir.

Nasıl ki namaz kılmak, oruç tutmak gibi yaptığımızda mü’minliğimizin içini dolduran emir ve yasaklar varsa selam vermek de mü’min kimliğimizin bir gereğidir. Çünkü namaz kılmayı, oruç tutmayı, zekât vermeyi emreden Rabbimiz selam vermeyi de emretmiştir.

Selam kelimesinin yerine “iyi günler, iyi işler” gibi herhangi bir kelime kullanamayız. Çünkü Müslüman olmak ve Allah’a iman etmek bunun bir simgesidir.

Selam; barış, selamette olmak, huzur ve esenliğe kavuşmak, emniyet, sağlık, güzel yaşama dileğinde bulunmak, kurtuluş gibi manalara gelir.

Selam vermek “selamünaleyküm” (Allah’ın selamı üzerine olsun) demek, bir kimseye yapılan en güzel duadır. Ayrıca selam vermek “Ben Müslümanım, benden sana zarar gelmez.” anlamına da gelir.[1]

Selamlaşma, insanlar arasındaki iletişimin bir parçasıdır. Selam vermek, insanlar arasında sevginin, dostluğun, samimiyetin, güven duygusunun artmasına vesile olur.

Selam, iki mü’min arasındaki kırgınlıkları bitirmenin yoludur. İçinde barındırdığı kötü duyguların bittiğinin habercisidir. Müslüman kardeşine “seni affettim” diyebilmektir. Yüzündeki gülüştür, yüreğindeki kıpırtıdır selam.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem “selam konuşmadan öncedir.” diye buyurmuştur.[2]

Buna göre her çeşit konuşmadan önce muhataba ilk olarak selam verilir. Selamın Müslüman yüreklerdeki fevkalade tesirinden dolayı Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem “Aranızda selamı yayın.”[3] diye emretmiştir. Bunun için Müslüman mahremiyeti gözeterek tanıyıp tanımadığına bakmadan her gördüğü kişiye selam verir.

Selam, insanlar arasında muhkem iletişim köprüleri kurar. Bunun için vasıtada olan yürüyene, yürüyen oturana, az çoğa, küçükler büyüklere selam verir.  Yürüyen iki kişiden selama başlayan daha üstün kabul edilir. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem selamlaşmada kullanılan lafızlara göre kişilere farklı ecirler takdir edildiğini bildirmiştir. “Esselamualeykum” diyene on, “esselamualeykum ve rahmetullah” diyene yirmi, “esselamualeykum ve rahmetullahi ve berakatuh” diyene otuz sevap vardır.[4]

Selam bir mekâna girerken olduğu gibi oradan ayrılırken de verilir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Enes bin Malik radıyallahu anha “Yavrucuğum! Ailenin yanına vardığında selam ver. Bu hem senin hem de ailen için bereket olur.” buyurmuştur.[5]

Allah’ın güzel isimlerinden biri es-Selam’dır. Her namazdan sonra Allah’a bağlılığımızı şu cümle ile tescilliyoruz: “Allahumme ente’s Selam ve minke’s Selam” “Allah’ım! Sen Selam’sın ve Selam Sen’dedir.”

“İbni Ömer radıyallahu anhın Buhari’de geçen bir rivayetine göre bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme “İslam’da yapacağım en hayırlı şey nedir?” diye sorar. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de ona, “Yemek yedirmen ve tanıdık-tanımadık herkese selam vermendir.” buyurur.

Kur’an’da yirmi dört defa geçen selamın önemini şöyle belirtebiliriz:

  1. İslam şiarıdır.
  2. Muhabbet ve güvenin belirtisidir.
  3. Duadır.
  4. Sosyal dayanışma ve kaynaşmanın vesilesidir.
  5. Selamı vermek sünnet, almak ise farzdır. Korku durumu varsa vaciptir. Selam almak, kişiye farz-ı ayn, topluluğa da farz-ı kifayedir, mektup ve şahıslar yoluyla gönderilen selamlara cevap vermek de vaciptir.
  6. Günaydın, hayırlı sabahlar gibi ifadeler selamın verdiği sevabı vermez. İşaretlerle veya eğilerek verilen selam caiz görülmemiştir.

Bu ölümlü dünyadan selam diyarına yolculuk yapmak için çabalıyoruz. Selam, cennete giriş parolasıdır. Biz dünyada “selamünaleyküm” diyoruz ki cennette daha güzeliyle karşılanabilelim.

Yarın selam diyarında buluşana kadar herkese selam olsun.

 

[1] İbn Abidin, Reddu’l Muhtar 

[2] Tirmizi, İsti’zan 11

[3] Müslim, İman 22

[4] Taberani 76

[5] Tirmizi, İstizan 10

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap