Arapçanın Faydaları
"Ana, anne" kelimelerinin Arapçadaki karşılığı "umm" (أمّ) kelimesidir. "Umm" (أمّ) kelimesi Arapçada "anne, ana, asıl, esas, kök, kaynak" gibi anlamlara gelmektedir. Burada "esas”, “asıl” gibi kelimelerin eş anlamlısının "ana" kelimesi olduğunu hatırlayacak olursak, diyebiliriz ki:
Anneler, evlatlarının anasıdır. Yani esasıdır, aslıdır.
"Lider, önder" anlamında kullandığımız "imam" (إمام) kelimesi, "önden gitti, önce gitti" anlamındaki "emme" diye okunan (أمّ) kelimesinden türemiştir. Dolayısıyla "önce gelen, önden giden ve önde gelen" anlamlarına gelir ve "umm" (أمّ) kelimesiyle kökteştir. Çünkü analar, evlatlarından önce gelir ve onların esasını oluşturur.
Liderler de topluluklarının anasıdır. “Ana” derken “annesi” demek değil tabi ki… “esasıdır” yani. Liderler, topluluklarının esasıdır.
Kur'an'da geçen, "ana kitap, kitapların anası, kitapların esası" manasındaki “ummu’l-kitâb” şeklinde okunan (أمّ الكتاب) ile işaret edilen, "her şeyin yazılı olduğu ve her şeyin ona göre olduğu" bir kitap olan "levh-i mahfuz" için, başka bir yerde "imâmun mubîn" diye okunan ve kelime anlamı "apaçık bir imam" olan (إمام مبين) kelimesini kullanılması da bu kabildendir. Nitekim iki farklı söze aynı anlam verilir: “ana kitap”
"Topluluk" anlamında kullanılan "ümmet" kelimesi de "umm" (أمّ) kelimesinden gelir. "aynı anaya yani aynı anneye dayanan kişiler" için kullanılır. Tam burada, yeniden "ana" ve "esas" anlamdaşlığını hatırlayalım:
"Ümmet, aynı esasa dayanan kişilere, denir." ve bu yüzden imamlar, ümmetlerinin anası, yani esasıdır.
"Temel" anlamına gelen "esas" (أساس) kelimesi de arapçadır ve "temellendirme, kurma" anlamındaki "tesis" (تأسيس) kelimesiyle aynı kökten gelir. "müessese" (مؤسّس) de "tesis edilmiş, kurulmuş" demektir.
İçerikleri itibariyle farklı olsa da kelime anlamlarıyla aynı olan “kânûn-ı esâsî” ve “anayasa” burada kullanacağımız güzel bir örneği teşkil eder. Kanunların, yani yasaların kendisini esas alarak oluştuğu ve karşılaşılan herhangi bir yeni durum, bir karmaşa ve çatışmada kendisine başvurulan temel kanunlardır. İmamlar da ümmetlerinin esasıdır ve ümmetlerini aynı esas üzere tesis etmeye devam ederler.
Arapçanın düşünce sistematiğindeki düzen ve intizamın görünmesi ve onu bilmenin bize faydaları adına bir örnek olan bu yazı, aynı zamanda türlü mesajlar da içeriyor. Birçoğunu yukarıdaki cümlelerde sarf ettiysek de şöylece bir toparlayıp özetleyebiliriz: her müessese, diğer bir deyişle her kurum, kuruluş, topluluk, sistem vs. gücünü, kuvvetini, sıhhatini, kıymetini, gayesini, menzilini… vb. her türlü hayati unsurunu, üzerine tesis edildiği esastan alır. Bu yüzden önümüze aldığımız, kendimize rehber edindiğimiz, sıkıştıkça başvurduğumuz şey her ne ise biz de oyuz demektir. Çünkü o, bizim esasımızı oluşturur ve biz, esasımızdan başka bir şey değiliz.
Her birini her gün defalarca kez söylediğimiz, lakin farkına varamadığımız, yanından geçip gittiğimiz, kıymetini bilemediğimiz, ah yüzüne dahi bakmadığımız daha nice kelimeler var ki öylece bekliyorlar bizi… Belki de tavırlarımız karşısında boyunlarını büküyor, bizden biraz olsun ilgi bekliyor ve azıcık bir ilgiye bile bize deryalar misali ilimler öğretmeye can atıyorlardır… Bir kelimeyi sarf etmeden, yanından geçip gitmeden bir kez daha düşünelim. Hatta belki yeni bir dil öğrenelim… Ne dersiniz? Arapça mesela!
0 Yorum