Büyük Toplantı

Hepimiz, bütün Müslümanlar, iman ederiz ki sonunda herkes mahşer denen yerde toplanmaya gitmektedir. Anasının karnından çıkar çıkmaz ölen bebekler de yüz yıl yaşayanlar da ve trafik kazasında ölen de keyiften çatlayıp ölen de aynı yere gitmektedir. Nasıl ve nerede ölürse ölsün, insanın adresi mahşer yeridir.

Nereden geldiğimizin bir cevabı olarak toprağı göstermek belki mümkündür ama şundan eminiz ki sonumuz toprak değildir. O büyük toplan, günü olan mahşere geldiğinde “keşke toprak olsaydım” diyenler bulunacaktır ama orada kimse sonunun toprak olmadığını görecektir. Ölüp toprağa girmekten fazlası vardır: Ya ateşte ya da cennette ebedî kalmak üzere bir toplantı yerinde toplanmak…

Ölümle beraber sonlanacak her tadın o büyük toplanma yerinde hesabı sorulacaktır. Ölüm yok, sadece mahşer vardır. Sadece beklenecektir. Ne beklenecektir peki? Allah’ın sözünün nasıl tecelli edeceği…

O gün başka türlü hiçbir kurtuluşun mümkün olmayacağı ahiret hesaplaşmasında, dünyadaki yarım hurma kadar bile gayret az görmemeyi tavsiye eden Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, yarım hurma dediği, bir şey olmadığını zannettiğimiz derecede küçük şeylerin de kıyamet günü işe yarayacağını haber veriyor. Kıyametin hesapları milimetre ile ölçmeye gelmeyecek incelik ve hassaslıktadır.

Allah’ın adaleti yüzde yüz gerçekleşecek, yüzde yüz Allah’ın adaleti geçerli olacaktır. Kimseye torpil yoktur, zulüm de yoktur.

Hiç kimse kimsenin ne sevaplarına aracılık edebilecek ne de günahlarından birazını alıp götürebilecektir. Sadece kişi ile Allah olacaktır.

Kul, ana karnından çıktığı günden toprağa girdiği güne kadar olan her şeyi o gün öğrenecektir. Her şeyi! Hiçbir kayıt silinmeksizin.

Allah’ın rahmetinin tecelli edeceği noktalardan biri de o gün iyi işlerimizin kat kat artırılması, günahlarımızın ise olduğu kadarıyla saklanacak olmasıdır. Elhamdülillah! Dünyada Allah’a umut bağlamak böyle bir rahmet kapısıdır.

Kul, merhametlilerin en merhametlisi Allah’ın huzuruna çıktığında görecek ki kıldığı namazlar, verdiği sadakalar ona sevap kazandırdığından başka, kırdığı çanaklar bile iyi bir tövbeyle üzerleri kapatıldığı için sevaba dönüşmüştür.

Orası şahitler toplantısıdır. Başta en büyük şahidimiz olan Allah vardır ki başka hiçbir şahide gerek yoktur. Ama melekler de gelecektir, peygamberler gelecektir. Ümmetimiz, ümmet-i Muhammed, insanlığın şahidi olarak bütünüyle orada bulunacaktır.

Yüzleşmeler olacaktır. Liderler idare ettikleriyle, zalimler mazlumlarla, şeytan ona uyanlarla, güçlüler güçsüzlerle, insan kendi organlarıyla yüzleşecek ve herkesin her dosyası açılacaktır.

Kimse bir başka kimseyi tanımayacaktır. Kâfire denecek söz yok ama mümin kardeşlerime, özellikle hayatının baharındaki genç hanım kızlara ve delikanlılara hatırlatayım: O gün sen ve amellerin hariç yanında hiç kimsen olmayacak canım yavrum! Bu yüzden sakın küçücük bir şeyi bile basit görme!
İyi veya kötü bir kelimeyi de kuruşu da basit görmemelidir. Bunlar dünya hesaplarında basit sanılacak şeylerdir ama ahiret hesaplaşmasında basitlik diye bir şey yoktur.