Fıkıh Hayattır

Rabbimiz, ölümü ve hayatı insanı sınamak için yaratmıştır. Sonra da 'kim daha güzel iş yapacak' diye imtihandan ne beklediğini haber vermiştir. İşte insan; bu hayatta hep daha güzelini, hatta en güzelini yapmak için vardır. Daha iyi bir namaz gayretinden en güzel sabrı ortaya koymaya, insanlarla en iyi geçimden küfre karşı en güzel bir biçimde mücadele etmeye varıncaya kadar insan hep kalitenin peşinde olmalıdır.

Hayatın Dini

Hayatın Dini

İslam,  bu kaliteyi hayatımızda göstermek için gönderilmiş dinimizdir. İslam hayatın dinidir. İnsanın olduğu her yerde ve zamanda İslam'ın ruhu olmalıdır. Dinimiz, insanı hiçbir yerde başıboş bırakmaz. Trafik, çarşı, pazar, internet, ekonomi, sanayi, medya, siyaset, sokak, spor, eğitim, komşuluk gibi akla gelen her noktada İslam'ın yönlendirmesi ile yaşanmalıdır.

Dinimiz insana, en güzel eylemi yapması için yol gösterir. Önce doğruyu öğretir, yanlışa düşmekten sakındırır. Sonra da doğruyu yaparken en iyiyi gösterir. Güzeller arasından en güzeli seçmeyi öğütler ki dünyada bulunma maksadımız gerçekleşmiş olsun.

Hayatın İlmi

Hayatın İlmi

Dinimizin insana sevap olanı, güzeli, faydalıyı gösteren ve daha da iyisine, kalitelisine ulaşmayı sağlayan formülleri içeren bölümüne 'fıkıh' denmektedir. Fıkıh, hayatın her alanında bizi yörüngesinde tutan ilimdir. Neyi yaparsak Rabbimiz’in memnun olacağını ya da çirkin göreceğini öğrendiğimiz hazinemizdir. Hangi işlerin dinimize aykırı olup günaha neden olacağını da fıkıhla öğreniriz.

Kaliteyi, en güzeli elde etmek ancak fıkıh bilmekle mümkündür. İki iyi amelin arasından daha iyi olanı tercih etmeyi öğreten de fıkıhtır. Bu sebeple fıkıh âlimi, öğreticiliği ile bu kâinattaki en mübarek işi yapmaktadır. İnsanlara içinde bulundukları negatif hâllerden en güzel şekilde çıkmayı onlar öğrettiği gibi miraç düzeyindeki namazın nasıl olacağının inceliklerine de onlar vâkıftır.

Hayatın Metodu

Hayatın Metodu

Fıkıh, tam bir yaşam koçluğu bilgisidir. Sadece ibadetle sınırlı kalacak kadar kısır bir bilgi havuzu değildir. İnsani ilişkilerin, zorluklarla savaşmanın, aile kurmanın, eğitim planının, anneliğin, babalığın, ilim öğrenmenin nasıl olacağının yöntemini öğretir.

Takıntı yapmadan yaşayabilmenin ölçüsü fıkıhta vardır. Gıdalanırken, tedavi olurken bize yol gösteren fıkıhtır. Çocukların eğitiminde fıkhın çizdiği çizgilerle muvaffak olabiliriz. Siyaset fıkıh ile beslenirse Allah'ın razı olduğu kıvam yakalayabilir.

Fıkıhsız Hayat Ölümdür

Fıkıhsız Hayat Ölümdür

Fıkıhtan uzak yaşanan bir hayatta haramlar olur. Haramdan sakınmaya çalışılsa bile şüpheden kaçılması çok zordur. Fıkıh bilmeyen zinaya yaklaştığının farkında olamaz. Faizi alışveriş zanneder. Gıybet ederken haklı olduğunu düşünür. Dedikodu yapmayı, hakikatleri dile getirmek gibi görür. Alkol ve faizin azı ile çoğu arasında bir fark olduğunu vehmeder. İnternetin tuzaklarına kolay yakalanır. Sosyal medya onun bataklığı olur.

Fıkıhsız bir hayat, sınırsız bir zevk hayatı olur ki bu ancak insan dışındaki mahlûkatın ya da insanlığını kaybetmiş, azgınlık içinde olanların tarzıdır. İffet ve hayâdan nasibi olmayanların tarzıdır. Bu çılgın anlayışta parayı kazanırken helal arayışı olmaz. Para harcarken bir kontrol gerekmez. İsraf, bu eğlence sektörünün sembolüdür. Haksız kazanç ya da bir biletle milyonların kazanılması hayali, yine bu fıkıhsız yaşamın sonucudur.

Fıkıhsız İnsan Cesettir

Fıkıhsız İnsan Cesettir

Fıkhın olmadığı hayatta insan da maddeleşir. Ruhu ile yaşayan insan bir ceset hâline gelir. Kalbi yoktur artık o insanın, sadece şehvetleri vardır. Kalbiyle değil gözü, eli, dili, kulağı ve midesi ile zevk almaya bakar. Kendisini yaratan Rabbi’ni bırakır da ya kendini ya da kendi gibilerinin kulu olmaya başlar.

Fıkıh yoksa insan yoktur. Fıkhın kaybı cinsiyetin de kaybıdır. Kendini tanrı gören insan üretir fıkıhsızlık. Neticede yaratmayı bozar, şeytanlaşır. Sapar, saptırır.

İnsan, Fıkıh ve Hayat

İnsan, Fıkıh ve Hayat

Muazzam bir hakikat vardır ki o da İslam'ın hayatı kuşatmasıdır. İslam ise derin bir düşünce yatırımı ile akledilebilir. İşte bunun adı fıkıhtır. O hâlde fıkıh hayattır. İnsan, fıkıh ve hayat arasında harika bir döngü vardır.

İnsana düşen görev, fıkhı öğrenmek ya da fıkıh bilen âlimlerin izini sürmektir.  

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap