İlk İş İlk Lokma

İlk İş İlk Lokma

Allah’ın Rahim sıfatının hayatındaki tecellisini gören müslüman kadın, bu büyük mucize karşısında önce ne yapmalıdır? Şükretmeli elbette, dua etmeli, niyet etmeli. Evladını İslam üzere yetiştirmek üzere bir Hanne Valide niyeti koymalıdır ortaya… ‘Rabbim! Karnımdakini hür olarak -kayıtsız, şartsız- sana adadım; benden kabul et! Şüphesiz sen işiten ve bilensin.’(1) çıtasına erişebilir cinsten bir niyet… Sahabenin ‘Kendisine en iyi davranılması gereken kişi kimdir?’ sorusuna Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ağzından üç kere art arda ‘Annendir!’ cevabının başrolü olmaya mazhar olmuştur artık (2). Yapılması gereken ne çok şey vardır şimdiden sonra. Kendisini annelik mertebesine hazırlaması gerekir, evdeki çamaşır/ütü odası olarak kullanılan fazla odanın dönüştürülüp bebek odası haline getirilmelidir, ekonomik ve psikolojik olarak aileye katılacak yeni üye için her anlamda donanılmalıdır. Peki ya daha öncelikli olan bir şey olduğunu söylesem size? Ne ola bu yapılması gereken öncelikli şey ki, diğer yapılması gerekenlerin kalitesi de tesiri de bu yapılacak olana bağlıdır?

Helal ve tayyib beslenmek…

Peki kimin helal ve tayyib beslenmesinden bahsediyoruz? Bebeğin mi, annenin mi, yoksa bebeği belki hiç görmeyecek olan annesinin/anneannesinin helal ve tayyib beslenmesi mi?

Genetik bilimi geçmiş kuşakların bile yediklerinin, bebeğin gelişimi, tat duyuları ve hastalıklara olan yatkınlığını etkilediğini çalışmalarla ortaya koyarken atalarımız bu olayı şu sözleriyle özetlemişler: “Dede ekşi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış”. Üç kuşak öncesinin bile beslenmesinin ve yaptıklarının bebeğin fıtratında ve davranışlarında etkili oluşunun öne sürüldüğü bu bilginin yanında, bebeğin dokuz ay konakladığı annesinin beslenmesinin ne kadar etkili olduğunu zannederim anlatmaya gerek yoktur. İmam-ı Gazali hazretleri ‘Anneler helal yiyip edepli olmalı. Kötü huylar anne sütüyle bebeğe geçer, ergenlikte ortaya çıkar.’ sözüyle bunu vurgulamıştır. “Çocuğun şirret olmasının kaynağı haram yemektir.” ifadesiyle de helal lokmanın çocuğun maneviyatı ve davranışları üzerindeki etkisinin altını çizmiştir. Bebeğin dokuz ay boyunca gelişimini ve ilk eğitimini tamamlayacağı annenin vücudu, bebeğin odasına yapılandan daha itinalı bir hazırlığı elbette hak eder.

Evlat isteyen veya evlat haberi alıp çeşitli hazırlıklarla beklemeye koyulan anne adaylarının dua gibi güçlü bir dayanakları daha vardır. Ancak cennetin ayakları altına layık görüldüğü kadınların dua etme noktasında da helal ve tayyib beslenmeye dikkat etmeleri gerektiğini Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellemin hadisi şerifte buyurulan “Besleneceğin şeyleri helâl ve temiz yap ki, duâların kabul olsun” (Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhib) sözüyle öğreniyoruz. Müslim’de geçen bir diğer hadisi şerifte de Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adamın ‘Ya Rab, Ya Rab!’ diye yalvararak dua etmesine Efendimiz sallahu aleyhi ve sellemin ‘Onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haramdır. Böylesinin duası nasıl makbul olur?’ buyurarak duaların kabul olması hususunda helal ve tayyib beslenmenin önemini vurguladığını görüyoruz. Bunun sonucunda idrak etmemiz gereken nokta şudur ki, ağzımızdan çıkanların kalitesini, gene ağzımıza girenler belirlemektedir.

İdrak ettiğimiz bu bilgiyi, evladımızı yetiştirme sürecindeki zorlukların merhemi olarak görmeliyiz. Tökezlediğimizde dönüp bakacağımız ilk yer buzdolabımız olmalıdır. Davranışlarda bir problem fark ettiysek alışveriş listemizi gözden geçirmemiz gerekiyor demektir. Zira İslam’ın mutfağından beslenmeyen bir çocuğun büyüdüğünde İslam davasının bir parçası olmasını beklemek; ekip biçmediğimiz, sulamadığımız ve ilgilenmediğimiz bir tarladan verim beklemekten farksızdır.

Bizler, çocukları komşunun hurmasından özenip yerler endişesiyle sabah namazında mescidden erkenden ayrılıp çocukları uyanmadan komşusunun hurmalarını toplayıp iade eden sahabelerle; doğmuş bebeğin eğitimine geç kalındığını söyleyen alimlerle aynı dine mensub olduğumuzu söylüyoruz. Dünyada ağzımızdan giren her lokmanın hesabını ahirette vereceğimize inandığımız gibi, söylediğimiz her sözün de arkasında olduğunu yaptığımız işlerle, bazı vazgeçişlerle ve tercih meseleleriyle ispatlamamız gerektiğine de inanmalıyız. Doğan her çocuğun fıtrat üzere doğduğunu Ebu Hureyre radıyallahu anh Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden nakletmiştir (3). Çocuğun İslam fıtratı üzerine yetiştirilmesinde ise ilk yapılması gereken helal lokma ile beslenmesidir. Şimdi yapılması gereken ilk iş bellidir.

İlk işimiz, ilk lokmamız olsun…

Gelin o halde şu duayı yaparak işe başlayalım:

اَللَّهُمَّ إِنِّي أسْأَلُكَ عِلْماً ناَفِعاً وَ رِزْقاً طَيِّباً وَ عَمَلاً مُتَقَبَّلاً

‘Ey Rabbim! Senden faydalı ilim, tayyib rızık ve makbul amel niyaz ediyorum.’(4)

(1) Ali İmran suresi-35. Ayet

(2) Buhârî, Edeb 2; Müslim, Birr 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Vesâyâ 4; Ebû Dâvûd, Edeb 120; Tirmizî, Birr 1

(3) B4775 Buhârî, Tefsîr, (Rûm) 2; M6755 Müslim, Kader, 22

(4) Sünen-i İbn Mace Tercemesi ev Şerhi, c. 3s.198,925 numaralı hadis

 

 

 

 

 

 

 

 

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap