İlmî Kargaşa ve Yöntemsizlik Problemi ve Çözüm Yolları

İlim, asırlar boyunca, zorluklar içerisinde elde edilen bir güç kaynağı olmuştur. Bu güç kaynağını elde eden kim olursa olsun, insanlar tarafından yüksek makamlara layık görülmüştür. Öyle ki büyük devletlerin ortak özelliklerine bir göz attığımızda sultandan sonra en yetkili ve söz sahibi kişi olarak bir alimi görmemiz mümkündür.

Dinimiz İslam da ilme çok fazla önem vermiştir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’e gelen ilk vahyin “Oku!”[1] emri olması bu önemin en açık göstergesidir. Aynı şekilde bu emirle yoğrulmuş olan Nebi aleyhisselamın hadislerinde de ilme verilen önemi görmemiz mümkündür.[2]

Böyle bir dine iman etmiş olan kişiler ilme karşı büyük bir sevgi duymuşlar, kabiliyeti olanlar ise bu yolda ömürlerini harcamışlardır. Nitekim sırf bir kelimenin anlamını öğrenmek niyetiyle merkep sırtında binlerce kilometre yol gitmiş olan kişi ancak böyle bir peygamberin talebesi olabilirdi.[3] Binlerce hadisi bir araya toplamak için daha çocukken annesinden ayrılma cesaretini gösterebilecek olan o genç ancak böyle bir dinin çocuğu olabilirdi.[4] Yetim ve öksüz doğup kendisine anne ve baba olarak ilmi seçen bir çocuk da ancak bu ümmetin evladı olabilirdi.[5]

İşte bu örnekler, bu ümmetin ilme ne kadar önem verdiğini ve bizdeki değerini kısaca göstermektedir. Ancak eskilere bakarak övünmek şu anki perişan halimizin üzerini örtemez. Bin bir türlü meşakkate katlanarak ilim öğrenen bir ümmetin, şimdiki evlatları, bilgiye ulaşmanın gittikçe kolay olduğu bu çağda ilimden oldukça uzak kaldılar ve ilme karşı soğukluk hissettiler.

Getirisi çok büyük olan şeylerin elde etmesi de bir o kadar güçtür. İlmin elde edilmesi çok güç olmasına rağmen elde edene getirisi çok büyüktür. İşte bu zorluğu görüp arkasındaki getiriyi göremeyen gençler, doğrudan ilimden kaçıyor; ilmi sevip onu elde etmek için yola çıkmış olan gençler ise genellikle yolda kalıyorlar.

Bu zorlu ama bir o kadar da kıymetli yola çıkanların yolda kalmasının en önemli sebeplerinden biri, ilmî bir yöntem belirlemeden ve yönlendiren birisi olmadan yola çıkmaktır. Böyle kontrolsüz ve ehliyetsiz şekilde yola çıkmak kötü sonuçları da beraberinde getirecektir. Bu sonuçların en kötüsü ilmi bırakmaktır. İlmi bırakmanın da en büyük sebebi, ilmin karmaşıklaşarak zor gelmesidir.

İşte bu karmaşanın nasıl ortaya çıktığını, sebeplerini ve çözüm yollarını dikkatlice inceleyelim.

İlmî Kargaşanın Sebepleri:

[1] Alâk Suresi, 1

[2] Buhârî, İlim 15-20, Tirmizî, Zühd 14

[3] Haşiyet-u Müsned-i Ahmed bin Hanbel, sf.191

[4] TDV, Muhammed Mustafa El-A‘zamî, Buharî

[5] TDV, Mustafa Çağrıcı, Gazzâlî

Bir İşi Bitirmeden Diğerine Geçmek

Bir İşi Bitirmeden Diğerine Geçmek

 

İnternete ulaşmanın kolaylaşması ve matbaanın gelişmesiyle birlikte ilme ulaşmak ve yeni bilgilerden haberdar olmak daha kolay oldu. Artık hocalar ve öğretmenler derslerini ya internetten veriyorlar ya da ders yaparken kayıt alıp internete yüklüyorlar. Kitaplar da ucuzladığından sırf dekor olsun diye dahî satın alınır oldu.

Okumak niyetiyle kitap alan öğrenciler de ne yazık ki ya kitabın kapağının renklerinden ya da kitabın yazarının billboardlarda dolaşan reklamlarından etkileniyor. İşte böyle seçilip alınan kitaplar üç beş sayfa okunduktan sonra istifade edilmeksizin kenara kaldırılıyor ve yeni bir kitaba geçiliyor yahut yeni bir ders serisi gören genç ilim talebesi hemen ona başlıyor fakat yeterli derecede altyapısı olmadığından hiçbir şey anlamadan izlediği dersler sadece zamanını ondan çalıyor.

Böyle bir çalışmanın meyvesi ise kargaşa olarak önümüze çıkıyor.

Sağlam Bir Altyapının Olmaması

Sağlam Bir Altyapının Olmaması

Sağlam bir altyapıdan kastımız herhangi bir ilim dalının başlangıç konularını iyice öğrenmektir. Bu başlangıç konuları tam bir şekilde öğrenilmeden daha derin konulara girmeye çalışmak ileride karşımıza ilmî bir kargaşa olarak çıkacaktır.

Altyapısı iyi olmadan ilerlemek, üzerine eklenen yeni bilgilerin tam anlaşılmamasına, bu nedenle de belki beş, belki on sene sonra büyük hayal kırıklıklarına uğramaya sebep olabilir. Zira verilen bunca emeğin sonucunu görememek insanı derinden etkiler. Bu altyapıyla oluşturulan ilim ise en ufak bir sallantıda yıkılacağından ilim talebesi sadece kafa karmaşasıyla baş başa kalacaktır.

Çokça Fikri Dalgalanması

Çokça Fikri Dalgalanması

Hiçbir yöntem ve bir yönlendireni olmadan yola çıkan kişinin ilk başta karşılaşacağı hayal kırıklığı, ilim kervanının yolda dizilemediği gerçeği olacaktır. Çünkü yolda giderken duyduğu her fikir onun için doğru olması muhtemel fikirlerdir. Her duyduğu fikre de yılana sarılır gibi sarılan ilim talebesi, muhakkak ki yılan tarafından ısırılacaktır.

Yoldaki tehlikeleri bildiren ve yolu tarif eden bir mürşidi olmadan yola çıkan ilim talebesi, yolda kalmaya mahkûmdur. Zira herkes ona kendi yolundan gitmesini önerecektir ve herkesin sözünü dinlemeye çalışan bu kişi çok yorulup bitkin düşecek, sonunda da kenara çekilip pes edecekti

İlmi Yanlış Anlamak

İlmi Yanlış Anlamak

Şüphesiz ilmî kargaşanın en önemli sebeplerinden biri de ilmi yanlış anlamaktır. İlmin çok kitap okumak olduğunu, sadece başkalarına bir şeyler öğretmek için öğrenileceğini zannedenler oldukça yanılıyorlar.

İnsanların çoğu, kimin olduğu bilinmeyen şu söze aldanıyor: “Ne okuduğun ve kimin için okuduğunu önemli değildir, mühim olan okuyor olmandır.” Bu söz insana amaçsızca okumaktan başka neyi hedef gösteriyor?

Başkalarına faydalı olmak için ilim öğrenenler de İmam Gazalî’nin şu sözüyle dumura uğrayacaklardır: “Başkalarının iyiliği için kendisini heba eden kişi ahmaktır ve bundan büyük ahmaklık da yoktur.”[1]

İlim talebeleri ilmin sadece bir vesile olduğunu gözden kaçırıyorlar. Asıl amaç ise Allah’a kul olmaktır. Biz ilmi sadece Allah’tan hakkıyla korkmak için öğreniriz.[2] Öğrendiğimizi öğretmek ise ilmimizin başkaları için olan meyvesidir. Zira insanlar için öğrenen kişi onlardan herhangi bir teveccühle karşılaşmadığında morali bozulacak ve bunun sonucu olarak da ya ilmi bırakacak ya da riya dolu bir alim olacaktır. Ama bu işi Allah için yapanlar ömürlerini sırf ilim için harcayıp dünyanın hiçbir zevkinden faydalanmasalar dahî en mesut insan olacaklardır.

Bu saymış olduğumuz dört madde, ilme yeni başlarken kargaşaya sebep olan ana sebeplerdir.

Şimdi bu kargaşayı çözmek için neler yapmalıyız sorusuna cevap arayalım.

ÇÖZÜM YOLLARI:

[1] İhya-i Ulumu’d Din, İlim

[2] Fâtır Suresi, 28

Hedef Belirlemek

Hedef Belirlemek

Hedef belirlemek, yöntem belirlemekten de önce gelir. Çünkü insan, ulaşmak istediği bir sebep için yöntem oluşturur. Bu yöntemi oluşturmak için de bir yönlendirene ihtiyaç duyar ancak ilk gerekli olan hedeftir. Zira hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez.[1]

            İnsanın kendini tefekkür etmesi, niçin yaşadığını ve nasıl biri olarak ölmek istediğini düşünmesi, onu bir hedef koymaya teşvik edecektir. Ancak bu, insanın hayatı için genel bir hedef olacaktır. Bir de özel hedef koymak lazım gelir ki işte bu, kişinin çıktığı yolla (mesela ilim talebiyle) alakalıdır.

İlim talebine başlamadan önce, “Bu ilimle ne hedefliyorum?” sorusunu her öğrenci kendine sormalıdır. Çünkü hedeflenen şey belki de bu yoldan elde edilemeyecek bir şeydir veya elde etmenin kişiye faydadan çok zararı olacaktır. Mesela, insanlar için ilim öğrenmek bahsettiğimiz yanlış hedeflerden birisidir. Bu hedefe sahip kişide insanlardan bir teveccüh bekleme ahlakı oluşur; bu da onu gittikçe kibirli bir insan haline getirir. Kişi, onu yükselten şeyin ilim olduğunun farkındadır ancak ilmin Allah tarafından verildiğini unutur. Bu da ilim talep etmenin, cennete giden yolu kolaylaştırmanın aksine cehenneme giden yolu kolaylaştırmasına sebep olur.[2]

Hedef belirlemek ve hedefi doğru belirlemek, hem düzgün bir yolda kararlılıkla gitmeye hem de o yoldan istifade edip hayırlar elde etmeye sebep olur.

 

[1] Anonim

[2] Buhârî, İlim 10

Ayağı Sabit Kılmak

Ayağı Sabit Kılmak

İlim yoluna çıktıktan sonra en önemli kural, temeli sağlam atmaktır. Yani ayakları yere sağlam basmayı öğrenmek gerekir. Bir örnekle anlatmak gerekirse, bir bebek yürümeyi öğrenirken sağa sola tutunarak ilerlemeye çalışır ve bol pratik yaparak yürümeye alışır. Ne zaman desteksiz yürüyeceğine inanırsa o zaman hiçbir yere tutunmadan yürümeye başlar; yürürken düşse bile tekrar kalkar ve sonunda da yürüme kabiliyetini elde etmiş olur.

Bu örnekten yola çıkarak diyebiliriz ki ilim yoluna daha yeni çıkan bizler, ilmin bebekleriyiz. Ayağımızı yere sağlam basmayı eğer tam öğrenemezsek, çok düşeriz ve bu düşüşler bizim moralimizi bozar. O halde, tutunarak ve bolca yardım alarak yere nasıl basmamız gerektiğini iyice öğrenmeliyiz; yeterli olduğumuza kani’ olduktan sonra da artık yola rahatça çıkabiliriz.

Her ilim dalının başlangıç kitapları vardır. Bu kitaplar okunmadan diğerlerine geçmek adeta yürümeyi öğrenmeden koşmaya çalışmak gibidir; yani hüsrandır.

Basiretli Olmak ve Azim Göstermek

Basiretli Olmak ve Azim Göstermek

Yöntemi belirlerken basiretli olmak çok mühimdir. Yanlış bir yöntemle işe başlamak yöntemsiz olmak kadar olmasa da kişiye zarar verecektir; hiçbir şey olmasa bile zamanını tüketecektir. İşte bu yüzden, iyi bir yöntem seçmek, üzerine çokça tefekkür etmeyi ve araştırmayı gerektiren bir iştir.

Tabii ki genç ilim talebesi bu yöntemi kendi başına üretemez. Tam da bu sırada devreye, bir mürşidin yardımı girecektir. O halde bir ilim talebesi yöntemden de önce kendisine güvenebileceği ve ilim konusunda yetkin bir mürşit bulmakla işe başlamalıdır.

Kendine bir mürşit bulan sonrasında da iyi bir yol planı çizen ilim talebesinin artık yapacağı tek iş, bıkmadan ve usanmadan azim göstererek çalışmaktır. Etrafından gelen seslere aldırış etmeden sadece Allah için başladığı bu yolda, önce kendi nefsini tezkiye etmek sonra da ümmetine yardımcı olmak için bolca çalışmalı, âli himmet sahibi olmalıdır.

SONUÇ

SONUÇ

 

İşte bu yolu takip eden bir ilim talebesi hem mutlu olacaktır hem de hedeflediği sonuca Allah’ın izniyle kavuşacaktır. Kargaşa dolu bir ilim talebi tehlikesinden de uzak olacaktır. Zira zikrettiğimiz bu yöntem, o ilim talebesinin keşkelerle andığı alimlerin yöntemi ve yoludur.

Okumuş olduğumuz kitaplardan, dinlemiş olduğumuz sohbetlerden ve danıştığımız hocalardan elde ettiklerimiz sonucunda çağımızın bu sorununa bir çözüm bulmaya çalıştık. Bu basit çözümün insanlar üzerinde büyük etkilere sebep olmasını rabbimizden niyaz ederiz. 

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap