İstediğimi Giyinebilir Miyim?
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin sözü, fiili, tasdik ettikleri manasına gelen Sünnet; dünyadan ayrılmadan önce Peygamberimiz aleyhisselamın bize bırakmış olduğu iki emanetten birisidir. Doğru yolu bulabilelim, zihinlerimiz bulanmasın, ayaklarımız kaymasın diye elimizde olan Sünnet; günlük hayatımıza şekil veren, vermesi gereken, Allah’ın kullarına büyük bir nimetidir.
Kıyamet günü hiçbir bahanemiz olmasın diye Allah, bize Resûlü’nü ve O’nunla birlikte Sünneti’ni göndermiştir. Allah’ın emir ve nehiylerini kullara ulaştırmak ve onlara doğru yolu göstermekle görevli olan peygamberlerin sonuncusu olan Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin mirası olan Sünnet, Allah’ın istediği şekilde yaşayabilmemiz için gerekli olan bilgilerin ashab-ı kiram vesilesiyle uygulamalı olarak gösterilmiş hâlidir.
Sünnet’i günlük hayatımıza uygulayabilmek ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin çok küçük bir ayrıntı olarak görebileceğimiz bir emrini dahi rahatlıkla yaşayabilmek için onun “en güzel örnek” olduğuna, Sünneti’nin yaşanabilirliğine, insanın yaratılışına uygun ve ihtiyaçlarını en güzel şekilde karşılayacak olduğuna inanmamız gerekir.
Sünnet’e her bir köşesinden sarılmaya çalışıp bir parçasını dahi ashab gibi uygulamadığımızda organlarımızdan biri kesiliyormuşçasına acı çektiğimizde, hayatlarımızı onların hayatına benzetmeye çalıştığımızı gören Rabbimiz ömürlerimize, yaşantılarımıza bereket ihsan edecektir. O zaman yeni veya eski duyduğumuz, okuduğumuz bir hadis-i şerifi yaşantımıza geçirmekte zorlanmayacağız Allah’ın izniyle.
Hayatımızın her alanına, ayrıntısına şekil veren Sünnet; uzunluğundan kısalığına, beyazlığından siyahlığına, kumaşların cinsine, rengine, ipek olmasına kadar giyim-kuşamımızı da önemser ve şekil verir.
Her konuda olduğu gibi Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem giyimde de en iyiyi ve en güzeli bize anlatmıştır. Ashabın giydiği kıyafetleri yeri geldiğinde tavsiye etmesinin, yeri geldiğinde de nehy etmesinin ayrı ayrı sebepleri vardı.
- Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Müslüman’ın ahlakıyla olduğu gibi giyimiyle dış görünüşüyle de örnek olması gerektiğini bildiği için güzel ve temiz giyinmeye önem verirdi. Bunun için “Beyaz renk elbise giyiniz. Çünkü beyaz daha temiz ve daha hoş görünümlüdür. Ölülerinizi de beyaz kefene sarınız.”[1] diye buyurmuştur. Efendimiz giyiminde bazı renkleri daha çok tercih etmiş ve ashabına da böyle tavsiye etmiştir. Beyaz renk, hadis-i şeriflerde de belirtildiği gibi daha temiz, daha hoş bir görünüme sahip olmasıyla birlikte iç temizliğine, ahlaksızlık ve düşmanlık hissi veren her türlü kötü alışkanlıktan uzak durmaya bir işaret sayılır.
Aynı zamanda beyaz renk, üzerindeki kiri çok çabuk gösterdiği için daha sık yıkama ve giysi değiştirme ihtiyacı hissettirir. Bu da temizliğin sürekli olmasını sağlar.
Âlimlerimizin ilim meclislerinde çoğunlukla beyaz giymeleri, Efendimiz aleyhisselamın bu tavsiyesi sebebiyledir.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemi kırmızı[2], yeşil[3] elbiseyle, siyah sarıkla[4] gördüğünü söyleyen sahabeler de vardır.
- Bilhassa erkeklere giyim hususunda yasaklanan meselelerden birisi de ipek kumaş kullanmalarıdır. Bu da hadis-i şerifte çok net bir şekilde izah edilmiştir: “İpek elbise giymeyiniz. Çünkü ipeği dünyada giyen ahirette giyemez.”[5] Hadisten anladığımız gibi yasaklanan bir şeyden dünyada uzak durmanın elbette ahirette mükâfatı büyük olacaktır.
- Yeni aldığımız herhangi bir kıyafetimizde onu alabilmenin ve giyebilmenin hamdini ve şükrünü yerine getirmek ilk görevimiz olmalıdır. Bu da en güzel, dua etmekle yapılabilir. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem yeni bir elbise giydiğinde “Allah’ım! Hamd Sana mahsustur. Onu bana Sen giydirdin. Sen’den onu hayırlı kılmanı ve yapılışına uygun kullanmanın hayrını nasip etmeni dilerim. Şerrinden ve yaratılış gayesi dışında kullanılmasının şerrinden de Sana sığınırım.”[6] diye dua ederdi. Ve ashaba aralarından gücü yetenlerin yeni elbiseler giyinmelerini tavsiye ederdi.[7] Kendisi de yeni bir elbise giyeceği zaman cuma günü giyinirdi. Çünkü cuma günü, mü’minler için haftalık bayram günüdür. Cuma günü için en yeni ve kıymetli kıyafetlerin giyinebileceği bir gün diyebiliriz.
- Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem her işinde olduğu gibi giyinirken de sağdan başlamayı sever ve öyle yapardı. Ayakkabı giyerken önce sağ ayağın giyileceğini, çıkarılacağı zaman da önce sol ayağın çıkarılması gerektiğini buyurmuştur.[8] Aynı şekilde elbise giyerken de önce sağ taraftan başlanması gerektiğini birçok hadis-i şerifte bildirmiştir.[9]
- Giyim hususunda yaşadığımız çağın normalleştirdiği(!), çokça gördüğümüz, bu sebeple birçok insanın fark etmeksizin(!) bulaşabileceği günahlardan birisi de giyinmiş çıplaklık mevzusudur. Giyinmekten maksad, avret yerlerini örtmektir. Bunu temin etmeyen giyinme tarzı, örtünme sayılmaz.[10] Hadis-i şerifte geçen ‘giyinmiş çıplak’[11] ifadesini şerh eden bazı âlimlerimiz “kısmen giyinik, kısmen açık olan, güzelliğini göstermeye çalışan kadınlar” diye de açıklamışlardır. Bizim bu mevzudan anladığımız; Rabbimiz’in bizden dışarıda olduğumuz zamanlarda vücut hatlarımızı belli etmeyecek şekilde kendimizi saklamamızı, sakınmamamızı emrediyor ve istiyor olmasıdır. Bunu hadis-i şeriften de ayet-i kerimeden de net bir şekilde görüyoruz.[12] Sınırlarını gevşetip tesettürü olmayan şekliyle dikkat çekici bir hâle büründürenlerin, cennete giremeyeceklerine hatta kokusunu dahi alamayacaklarına dair mühim bir uyarı vardır.
- Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, giyside en güzelini giymek hususunda bizi serbest bırakmış hatta bunu tavsiye etmiştir. Ama en güzelini giysek bile kıyafet hususunda dikkat etmemiz gereken keskin bir çizgiden de bahsetmiştir: Kadın gibi giyinen erkeğe, erkek gibi giyinen kadına lanet etmiştir.[13] Uzaktan bakıldığında erkeklere has bir kıyafet olduğu düşünülen herhangi bir kıyafeti kadının giymesinin caiz olmadığını, aynı mevzunun erkek için de geçerli olduğunu anlıyoruz hadisten. Benzeşmek hiçbir şekilde serbest bırakılmamıştır. Ne kadın erkeğe ne erkek kadına ne de Müslüman kâfire… Buradan da anlıyoruz ki kılık- kıyafet öyle sanıldığı kadar da basit bir şekilden, mevzudan ibaret değildir. Bilhassa mü’minlerin bu konuda son derece duyarlı olmaları gerekmektedir. Biz, bizi temsil eden kıyafetlerle en güzeliz.
Giyim-kuşamda, ahlakımızda, dışarıda, içeride, yatak odasında, misafirlikte, tuvalet adabında, konuşmalarımızda, ticaretimizde, alışverişimizde, eğitimimizde, sevdiklerimizle, istediklerimizde, güldüğümüz şeylerde, ağladığımız şeylerde, mutluluklarımızda, hüzünlerimizde, düğünlerimizde, cenazelerimizde, arkadaşlıklarımızda, aile ilişkilerimizde, okulumuzda; her daim Sünnet’i örnek aldığımız ve alacağımız bir hayatımızın olmasını Rabbimiz’den niyaz ederiz.
[1] Nesâî, Cenâiz 38, Zînet 97
[2] Buharî, Menâkıb 23
[3] Ebu Dâvûd, Libâs 19
[4] Müslim, Hac 451
[5] Buharî, Libâs 25
[6] Ebû Dâvûd, Libâs 1
[7] Ahmed Bin Hanbel, Müsned. II. 89
[8] Buhârî, Libas 39
[9] Ebû Dâvûd, Libâs 41
[10] Ali el-Kârî, Mirkâtü’l-Mefâtîh
[11] Müslim, Cennet 52
[12] Nur Suresi -31. ayet
[13] Ebû Dâvûd, Libâs 28
0 Yorum