Müzzemmil Suresi Tefsiri – 3. Ders

Salih Eğridere'nin 25.04.2021 tarihli "Yol Almak İsteyenler İçin Müzzemmil Suresi Tefsiri" dersinden alıntılanmıştır.

“Ya eyyühel müzzemmil!”

Rasulullah’a sallallahu aleyhi ve sellem yüklenen görevden sonra O, evine geldi ve örtü gibi bir şeye büründü. O’na yüklenen görev O’nun ümmeti olarak aslında bize de yüklendi. Biz peygamber değiliz ama Resulullah'a sallallahu aleyhi ve sellem yüklenen her şeyi yüklenmeye hazır olmalıyız. Ahzab Suresi’nin 72. ayeti “Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik ama onlar bunu yüklenmek istemediler, ondan korktular ve onu insan yüklendi.  Kuşkusuz insan çok zalim, çok cahildir.” İfadeleri ile insanının bu emaneti yüklenebileceğini konu alıyor. Bu emaneti idrak edemeyenler ise aynı ayette zalim ve cahil olarak tanımlanıyor. Aslında hepimizde bu emaneti alma taşıma ve başkalarına iletme gücü var; bunun farkına varmak için ise hayatın meşgalesine kapılmamak gerekiyor. Zira hayatın meşgalesine kapıldıktan sonra bu hayatı içten bir şekilde istemezsek bile bir noktadan sonra kendimizi kaptırabiliyoruz.

“Ya eyyühel müzzemmil!” ayetinden çıkaracağımız 4 önemli sonuç var:

  1. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem peygamberlik yükünü alınca titremeye başladı, bir çeşit korktu. Halbuki günümüzde, görev alanlar kutlanıyor. Tebrik edenler de görevi alanlar da tebriklerle meşgul oluyor. Kimse "Ya bu görev yerine getirilecek mi?" diye sormuyor. Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem titreten görev bizim için mutluluk sebebi oluyor. Halbuki alınan görevlerin bizi korkutması ve titretmesi lazım.
  2. Resulullah'a sallallahu aleyhi ve sellem direkt var olan haliyle hitap edildi. “Ya eyyuhe’n-nebi” ya da “Ya eyyuhe’r-resul” denmedi. Direkt “Ya eyyuhe’l-müzemmil” dedi Allah (c.c.). Bu sadece Rasulullah’a sallallahu aleyhi ve sellem özeldi. Çünkü o diğer peygamberlerin aksine bir topluluğa değil tüm insanlığa geldi. Allah (c.c.) O’nu bu hitap şekli ile aslında rahatlattı ve “Ben seni anlıyorum.” demek istedi belki de. O zaman biz de bundan bir ders çıkartmalı, sıkıntı içinde olan, daralan birine hitap ederken kelimelerimizi ona göre seçmeliyiz. Örneğin ağlayan birine "Çocuk musun, kalk ayağa!" demek yerine belki de birazcık gönlünü hoş edecek şekilde "Ağlayan çocuk, ağlama da ayağa kalk" demeliyiz. Tıpkı Rasulullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem Fatıma annemiz ile çok hafif tartıştıktan sonra mescide giderek toprak üzerine uzanan Ali'ye, “Ya eba’l-turâb (ey toprak babası)” hitabı gibi.
  3. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem kendisine gelen vahiyden sonra direkt evine, hanım'ın yanına gitti. Dolayısıyla insanın hanımının böyle rahatlatıcı, sığınılacak bir kapı gibi olması lazım. Bir sıkıntıya kapıldığımızda bizim de hanımıza gidebilmemiz lazım. Şüphesiz buradan anlayacağımız hanım ya da başka bir dosttur. Hanım yoksa başka bir dava veya dert arkadaşı olacak. Zira Rasulullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem yolculuğu hanımı ve dert veya dava arkadaşı ile başladı.

Rasulullah o zaman kendisine inen görevin ağırlığına sarıldı. Şu anda ise hepimizin sarıldığı bir örtü var: Okul, iş, sosyal medya, takipçi sayısı... İşte “Ya eyyühel müzzemmil!” ayeti burada bize hitap ediyor: “Sosyal medya örtünü, iş örtünü, diploma örtünü at ve ayağa kalk.”

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap