Müzzemmil Suresi Tefsiri – 8. Ders
Salih Eğridere'nin 30.04.2021 tarihli "Yol Almak İsteyenler İçin Müzzemmil Suresi Tefsiri" dersinden alıntılanmıştır.
Allah bizleri imtihan için yarattı. Biz Allah’ın işçileriyiz. Gençler ise Allah’ın genç işçileridir. O halde, gençler Allah’a hizmet için daha çok çalışmalıdır. Aman çocuktur, gençtir rahat bırakalım diye bir anlayış olmamalı.
Allah Teala Müzzemmil suresinde “Nimet içinde yüzen o şımarık yalanlayıcıları bana bırak ve onlara biraz süre tanı.” buyuruyor. Bir nevi bize "Sen iç muhasebeni tamamladıktan sonra onlarla gereken gibi mücadele ettin. Onlara az bir süre ver. Onlar en fazla dünya hayatı kadar sana zulmedecekler sonra ise cezalarını çekecekler" buyuruyor. O halde sekülerleri, ateistleri, şeriat kabul etmeyenleri Allah’a salacağız.
Allah Teala Lokman Suresi’nin 24. ayetinde “Onlara kısa bir süre hayatın nimetlerini tattırır, sonra da onları çok ağır bir azaba katlanmaya mecbur bırakırız.”, Ali İmran Suresi’nin 196. vd. ayetlerinde “İnkâr edenlerin (gönüllerince) diyar diyar dolaşmaları sakın seni yanıltmasın. Kısa süren bir faydalanma... Sonra sığınakları cehennem. Ne kötü bir mesken!” buyuruyor.
Buradan bize bir ders çıkıyor: Sana müşrikçe davrananlara karşı sabret. Onlara İslam'ın nasıl yaşayacağını göster. Sonra tatlı bir şekilde ayrılarak onlara süre ver.
Yani Allah Teala sadece üzerimize düşeni yapmamızı istiyor: Namazı kılacağız, halvete düşmeyeceğiz, kadın-erkek ilişkilerine dikkat edeceğiz. Kısacası Allah'ın emir ve yasaklarını uyacağız.
Müşrik olan, müşrikçe davranan bir sınıf Rasulullah (s.a.v.) zamanında da vardı, bu zamanda da var. Bu güruh her zaman oldu ve olacak. Bunlar ateist oldukları için inanmıyor değiller, inanmak istemedikleri için ateist oluyorlar. Kız arkadaşlarını bırakmadıkları, alkolü terk edemedikleri için ateist oluyorlar. Onun için sen sadece yaşantın ile onlara örnek olacaksın.
Allah Teala bu güruhu kendisine bırakmamızı istiyor. Buna rağmen biz yakalarına yapışıp illa Müslüman olmalarını veyahut doğru yola gelmelerini istiyoruz diye tutturursak Allah'ın işine karışmış oluruz. Âl-i İmran Suresi’nin 196. ve 197. ayetlerinde, “İnkâr edenlerin (gönüllerince) diyar diyar dolaşmaları sakın seni yanıltmasın; Kısa süren bir faydalanma... Sonra sığınakları cehennem. Ne kötü bir mesken!” buyuruyor Allah Teâlâ.
Musa aleyhisselam Firavun’u bitiremedi ama onun karşısına durdu. Sonuç olarak, zamanında Musa'ya karşı gelen Firavun'un başına ne geldiyse bugün sana karşı gelen Firavuncukların başına da aynısı gelecek. Hepimiz bu Firavuncuklara karşı gösterdiğimiz sabır oranınca Rabb’imizin katında yükseleceğiz. Allah 12. ve 13. Ayetlerde Allah onlar için, “Kuşkusuz katımızda (onlar için) prangalar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek, elem verici bir azap vardır.” buyurarak onları cehennem ile tehdit ediyor. Sonrasında, “O gün yeryüzü ve dağlar sarsılır; dağlar savrulan kum yığınları halini alır” buyurarak kıyametin dehşetinden bahsediyor.
Allah Teala o Firavuncukları, müşrikleri tehdit ettikten sonra, 15. ayette bunların hepsinin birer öğüt olduğunu söylüyor. Yani bize öğüt verdiğini, dileyenin kabul edeceğini dileyenin ise yüz çevireceğini ifade ediyor. Sonuç olarak herkes istediği yolu tutacak ve herkes kazandığının rehini olacak.
0 Yorum