Odaklan

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ

 

Günümüzde insanların çoğunun -özellikle de ilim talebelerinin- en büyük şikâyeti, zihin dağınıklığı ve bir işe odaklanamıyor olmaktır. Bu soruna sebep olan etkenlere günümüz dünyasından birçok örnek gösterilebilir. Fakat biz sebeplerle uğraşmadan direk sorunun çözümüne odaklanmak istiyoruz. Zira şu zamana kadar tecrübe ettiğimiz üzere, sebepleri sıralamanın bize hiçbir faydası yoktur.

 

Bu sorunun çözümü mahiyetinde on madde sıralanabilir. Umuyoruz ki bu on maddeyi hayatlarına geçirenlerin odaklanma sorunu ortadan kalkar.

 

Allah’tan bu sözlerimizin fayda vermesini dileriz.

Takva Sahibi Ol!

Takva Sahibi Ol!

Çünkü takva ilmin anahtarıdır. Eğer anahtarı elde edemezsen kapıyı açamazsın. Kapıyı açamadığın için de ilmi meseleleri çözmekte sorun yaşarsın ve bu sorunu da zihin dağınıklığı sanırsın. Halbuki sen daha kapıyı açamamışsındır.  Allah Teâlâ Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

 

وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاً

“Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu gösterir.” (Talâk, 2)

 

. يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَتَّقُوا اللّٰهَ يَجْعَلْ لَكُمْ فُرْقَاناً

 

Ey iman edenler! Allah'tan sakınırsanız, O size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış (furkân) verir.” (Enfâl, 29)

 

وَاتَّقُوا اللّٰهَؕ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّٰهُ

“Allah’tan korkun, Allah size öğretiyor.”  (Bakara, 282)

 

Büyük âlim İbni Kesîr (rahimehullah) bu ayetin tefsirinde şunları söylüyor: Kim Allah’ın emir ve yasaklarına uyar ve bu konuda dikkatli (takvalı) davranırsa hak ile batılı ayırabilme marifetine erişir. Böylelikle dünya işlerinde selamete erer ve kıyamet günü saadete kavuşur.

 

Tefsir âlimi Sa’di (rahimehullah) ise bu ayetin tefsirinde şunları söylüyor: Furkan (iyiyi kötüden ayırabilme özelliği) öyle bir ilimdir ki buna sahip olan onunla hidayet ile dalaleti, hak ile batılı, helal ile haramı, cennetliklerle cehennemlikleri birbirinden ayırabilir.

 

Şu bir gerçektir ki kim Allah’tan korkarsa kendinde bir anlayış ve odaklanma bulur. Kim de günaha batmışsa karışıklık ve zihin dağınıklığıyla karşılaşır.

 

İmam Şâfi’î (rahimehullah)’ın bir şiirinde de şöyle geçiyor:

 

Veki’e ezberimin kötü olduğundan şikâyet ettim.

Bana günah işlemeyi terk etmemi öğütledi.

İlmin bir nur olduğunu ve Allah’ın nurunun,

Günahkara yol göstermeyeceğini söyledi.

Derdin Ahiret Olsun!

Derdin Ahiret Olsun!

Bir kulun en büyük derdinin ahiret olması gerekir. Zira bu dert kulun hayatındaki kargaşaları ve bitmeyen dünya ihtiyaçlarını bitirir. Kişi, dünyayı da gözünde küçülterek zihninin dağılmasını engeller.

 

Enes bin Malik (r.anh)’ın rivayet etmiş olduğu bir hadis-i şerifte, Rasûlullah ﷺ şöyle buyuruyor: “Kimin endişesi ahiret olursa, Allah zenginliği onun kalbine koyar, işlerini dağınıklıktan kurtarır ve dünya ona boyun eğerek gelir. Her kimin endişesi de dünya olursa Allah fakirliği onun gözü önüne koyar, kendisini derbeder eder ve dünyadan da kendisine ancak takdir edildiği kadar gelir.”

(Tirmizi, Kıyamet, 30/2465)

Duayı Bağlantı Edin!

Duayı Bağlantı Edin!

Kulların akılları ve kalpleri Allah’ın elindedir. Bu yüzden de kulun daima rabbine dua ederek onu, zihni bulanıklıktan ve hayatın kargaşasından kurtarmasını istemesi gerekir. Zira Rabbimiz Kur’an’da şöyle buyuruyor.

وَقَالَ رَبُّكُمُ ادْعُونٖٓي اَسْتَجِبْ لَكُمْؕ اِنَّ الَّذٖينَ يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتٖي سَيَدْخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرٖينَ

 

“Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin, duanızı kabul edeyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler, aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir!” (Mü’min, 60)

 

Rasûlullah ﷺ’in çokça yaptığı şu duanın da sürekli dilimizde olması gerekir:

 

 كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُكْثِرُ أَنْ يَقُولَ: (يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قَلْبِي عَلَى دِينِكَ)

“Ey kalpleri evirip çeviren (Allah’ım), kalbimi dinin üzere sabit kıl!” (Tirmizi, Kitabu’l- Kader; 2140)

Allah Sana Yeter!

Allah Sana Yeter!

Allah’a tevekkül etmek, yardımı bir tek O’ndan beklemek, kendisinden başka ilah olmayan Allah’ın her türlü yardımını kesinlikle beraberinde getirir. Bu kesin bir kuraldır.

 

وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسْبُهُؕ

“Kim Allah’a dayanıp güvenirse Allah ona yeter.” (Talâk, 3)

Üzülme ve Kedere Yenik Düşme Zira Keder Kaderdir

Üzülme ve Kedere Yenik Düşme Zira Keder Kaderdir

Üzüntüye ve kedere karşı kendini müdafaa et çünkü bu ikisi insanı hem kalbi hem de akli olarak yoran şeylerdir. Bunlar seni zayıflatır ve hayat enerjini tüketir. Bu müdafaa da ancak Allah’a dua etmek ve ahiret hayatının dünya hayatından daha değerli olduğu konusunda bolca tefekkür ederek kendini ikna etmekle olur.

 

İmam İbni Kayyım (rahimehullah) diyor ki: Rasûlullah ﷺ hüznü Allah’a sığınılacak bir şey olarak gördü çünkü hüzün; kalbi, kararlılık duygusunu ve iradeyi zayıflatır. Şeytana Mü’minin hüzünlü olmasından daha çok sevimli gelen bir şey de yoktur. Hatta sırf Allah’ın kulları üzülsünler diye onlara fısıldar.

 

 اِنَّمَا النَّجْوٰى مِنَ الشَّيْطَانِ لِيَحْزُنَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَلَيْسَ بِضَٓارِّهِمْ شَيْـٔاً اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِؕ وَعَلَى اللّٰهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

                   

“(O tür) gizli konuşmalar ancak şeytandandır. Bu müminleri üzmek içindir. Oysa o, Allah’ın izni olmadıkça onlara hiçbir zarar veremez. Müminler ancak ve ancak Allah’a güvenip dayansınlar.” (Mücâdele, 10)

 

Üzüntü kalbin aksiyonunu ve mücadelesini engelleyen bir hastalıktır. Bunun İnsana hiçbir faydası yoktur. Bu, bir kişinin yolculuk yaparken ekibinden geri kalması ve bundan dolayı oracıkta oturup ağlamaya başlamasına benzer; ona hiç faydası yoktur. Oysa bu kişi yola devam etse ve ekibe yetişmeye çalışsa yapması gerekeni yapmış olur. Eğer sabrederse elinde sonunda da ekibine kavuşur. Bu hiç şüphesiz aciz bir şekilde hatırlanmak ve ekipten birisi tarafından alınmayı beklemekten daha iyidir. Cennetliklerin yöntemi de işte budur: Oturup ağlamak değil, durmadan hedefe varmak için mücadele etmek. (Tarîku’l-Hicreteyn- 607/2, 608)

Hedefine Kilitlen!

Hedefine Kilitlen!

Aklını topla ve hedefine odaklan. Elde etmeyi amaçladığın şey için önemli olanlar hariç zihnini tüm kirli bilgilerden temizle. Anlamayı istediğin konuyla alakalı okumalarını yoğunlaştır ve diğer tüm işlerden kendini sıyır. 

 

İşin sonunda kazanacağın dünya ve ahiret nimetlerini hatırla. Sürekli bu şekilde kendini motive et.

Bilimden De Nasibini Unutma!

Bilimden De Nasibini Unutma!

Odaklanmayı sağlamak için bilimsel yollara da başvur. Mü’min kul hem dini hem de dünyevi olarak kendini besleyen insandır. Bu yüzden yaptığın duanın içini doldur ki duan temenni olarak kalmasın; isteğin için arayışa geçerek duanın gerçekleşmesini ne kadar çok istediğini rabbine göster.

 

Mesela doktorların dediği şu tavsiyelere uyarak işe başlayabilirsin:

 

1- Hazır ve GDO’lu gıdalardan uzak dur.

2- Zekanı geriletecek, hafızanı yavaşlatacak gıdaları tüketme.

3- Yararlı ve tavsiye edilen vitamin takviyeleri kullan.

4- Hem bedenini güçlendirmek hem de zihnini dinlendirmek için spor yap.

5- Uyku saatlerine dikkat et. Allah’ın geceyi dinlenme kıldığını unutma; düzenli bir uyku sistemin olsun.

6- Az uyuyarak uykusuz kalma, çok uyuyarak da tembel olma. Gerekirse sünnete göre kaylule yapabilirsin. Ama kaylulelerin keysura olmasın!

7- Ara sıra mekân değişikliği yaparak zihnini boşalt ve ferahla.

Vaktini Düzene Koy!

Vaktini Düzene Koy!

Haftalık olarak kendine bir program çiz ve bu programa azami derecede uymaya çalış. Çizdiğin bu planı takıntı yapma; bu sadece gün içerisinde yaptığın şeylerin ne olduğunu, eksiklerini ve ne kadar boş vakit geçirdiğini gün sonunda görmek için iyi bir yöntemdir.

İhlas Olmazsa Olmaz!

İhlas Olmazsa Olmaz!

Zihni dağınıklığı gidermekte en büyük yardımcı ihlastır. Yani yaptığın işi sadece Allah için ve O seni izliyormuş gibi yapmandır. Sakın derdin, bir işi -mesela bir kitabı- bitirmek olmasın; kazanacağın ecir, fayda, ilim ve amel olsun! İşin sonuna varabilmek bir kazanç değildir!

İşini Sev!

İşini Sev!

Son olarak tavsiyemiz şudur ki her işin başı sevgidir. Bir şeye olan sevgin seni onun için daha çok çalışmaya ve üretmeye iter. Bu yüzden ya sevdiğin işi yap ya da yapacağın işi sevecek bir neden bul kendine. Sevgi hareketlendirici bir etkendir. İnsanı çalışmaya teşvik eder.

 

İbni Kayyım (rahimehullah) diyor ki “Dünyevi ve uhrevi her hareketin esası sevgidir.” (el-Cevâbu’l-Kâfi, sf.142)

 

İşte bu saydığımız ilmî ve bilimsel öğütler, kişinin hayatını düzene koyup işine odaklanabilmesi içindir. Mü’min ancak sebeplere sarılır; asıl sonuca ulaştıracak olan Allah’tır. Rabbimizden hepimizi başarılı kılmasını ve sevdiği kulları arasına koymasını niyaz ederiz.

 

إنَّ اللَّهَ تَعَالى يُحِبُّ إذَا عَمِلَ أحَدُكُمْ عَمَلاً أنْ يُتْقِنَهُ

Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur. (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/275; Beyhakî, Şu’abü’l-Îmân, 4/334)

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap