Sıradanlaşmak Kurtaracak -10 Nasihat-
Çok değerli genç kardeşlerim,
Size, inşâAllah Rabbimin lütfu ve keremiyle, faydalı olacağını, hedef göstereceğini ve bu büyük hedefte yürümenize katkı sağlayacağını umduğum hislerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Bu hislerimin genel başlığı da “Ümmet Adamı Olmanız Mümkündür” şeklinde olacaktır. Bu dünyanın üç günlük çilesinden de üç günlük hilesinden de gençliğin heyecanından da geçerek Ümmet-i Muhammed’in unutulmaz adamı, Ümmet-i Muhammed’in izi silinmez bir önderi, Ümmet-i Muhammed’in ufkunu açan bir yiğit olabilirsiniz Allah’ın izniyle. Bugün olamasanız da bugün çalışarak yarın bu noktaya gelebilirsiniz. Allah’ın izni ve lütfu ile bu mümkündür. Bunun için dua ederim. Rabbimden her birinizi farklı bir alanı dolduracağı büyük önderler, ümmetin imamları, ümmetin uluları olmayı size nasip etmesini diliyorum, dualar ediyorum. Âmin
Bunun için özellikle genç delikanlı kardeşlerim, genç hanım kızlarım; Meryemler, Âsiyeler, Nesibeler, Âişeler, Allah’ın izni ve lütfuyla, dikkat etmeniz halinde çok yaralanacağınız 10 temel nasihat yapacağım size. Lütfen elinize bir kalem ve kağıt alıp bunları not ediniz. Bu nasihatler ufkunuzu bir anlayış ufku, tavırlarınızı da anlayışlı bir mümin tavrı olarak geliştirmenize katkıda bulunsun istiyorum:
Mü’min olarak yaşamanız, bu hayatı iman ile doldurmanız en büyük hedefiniz olsun.
Bir vakfa gidip de fakirlere, mağdurlara erzak götürmenizi veya yardım dağıtmanızı konuşmuyorum Genç kardeşlerim. İnsanlığın bir erzak kutusundan çok, bir iman kıvılcımına ihtiyaç duyduğu bir zamanda yaşıyoruz. Elbette erzak da değerli ve önemli ama kesinlikle iman çok daha önemlidir. Sizlerin tam bir imanla, kamil bir mü’min olarak, Kur’an adamı olarak yaşamanız mümkün olduğu gibi birilerinin de bu şekilde yaşamasına vesile olmanız mümkündür Allah’ın izniyle.
Yaşadığınız çağda Allah’ın şeçtiği kişi olabilirsiniz.
Allah her dönemde insanlık için mü’min kulları arasından peygamberler, veliler, şehitler… seçmiştir. Sizi de seçmesi mümkündür. Ve bütün insanlığı kapsayacak şekilde hidayet enerjisi taşıyan bir genç olmanız mümkündür. Bunu seçerken de bu konudaki kabiliyetinizi ve heyecanınızı görerek seçecektir. Namazınızdan, ahlakınızdan, Kur’an okuyuşunuzdan, dünyaya tenezzülsüzlüğünüzden, seviyesiz gündemlerden uzak durmanızdan… yani her şeyden görerek seçecek Allah. Bu seçime hazır olun.
Her şeyi değil, yapabileceğiniz en iyi şeyi yapıp başarılı olmalısınız.
Nasıl ki bir kısım liseli talebelerimiz tıp talebesi oldu, öbürü hukuk talebesi oldu, öbürü mühendislik okuyor, öbürü filan bölümde okuyor... Yani böyle hayatın çalışma alanlarında dağılıyoruz. Dindarlığımız ve Allah için yapacağımız işler konusunda da farklı kabiliyetlerimiz olsa da hepimizin yapacağı bir iş var muhakkak. Hepimizin hoca olmasına gerek yok. Verdiği kabiliyetleri israf etmeden bu fırsatı değerlendirmiş olacağız inşâAllah.
Şeytan’a, kafirlere beddua etmek diye bir ibadet yoktur.
Sabretmek Allah’ın emridir, tevekkül etmek Allah’ın emridir, çalışmak, cihad etmek Allah’ın emridir, sebat etmek Allah’ın emridir, İslam’a davet etmek Allah’ın emridir ama çığlık ve feryat içinde yaşamak Allah’ın emri değildir. Ömrümüzü kafire sitem ederek, düşmanlarımıza lanet ederek geçirme diye bir ibadet yoktur. Şeytana lanet etmek diye bir ibadet yoktur, şeytandan korunacak tedbirleri almak diye bir ibadet vardır.
Her şey sonuna göre değerlendirilecek
Ne yaparsak yapalım Allah yaptıklarımızın sonunu nasıl getirdiğimize bakacaktır. Büyük heyecanla başlayıp pasif çıkarsa o sona göre değerlendirecek Allah. Bizim vazifemiz büyük iş yapmayı planlayıp büyük sonuçlara varmak muradıyla çalışmak, sonrasını da Allah’a bırakmaktır. Ama çalışmadan Allah’a bırakırsan buna tevekkül değil tevâkül yani tevekkülün sahte şekli denir. Allah böyle bir şeyden razı olmaz.
Garibiz ama çaresiz değiliz.
Siz de biliyorsunuz ki Ashab’ı Kiram’ın zamanında yaşamıyoruz. Sultan Fatih’in zamanında bile değiliz. Hatta yirmi sene önceki durumda da değiliz. Git gide kıyamete daha yakın, fitnenin daha yoğun olduğu bir zamanda yaşıyoruz. Buna rağmen cennet aynı cennet, iman aynı imandır. Dolayısıyla biz çağdaş akımın ters istikametine doğru gittiğimizi bilerek bu yola girdik. Garibiz. Yani kimsemiz yoktan ziyade imanımız, hissiyatımız açısından garibiz ve bu garipliğimizi kabul ediyoruz. Evet rüzgarın, dalgaların tersine koşuyoruz, evet desteğimiz olmayabilir, evet ihtilaflar, farklılıklar, ayrılıklar çok fazla, evet münafıklık bir tavır olarak yaygınlaştı… ama bunların hiçbirinden ürkmüyoruz. Dert sayıp matem tutmuyoruz. Evet garibiz ama çaresiz değiliz. Çünkü Allah aynı Allah, Kur’an aynı Kur’an, aynı cennete yürüyoruz, aynı cehennemden korkuyoruz.
Hedefimiz Cennet’in en yükseği olsun.
Genç yiğit kardeşlerim, Meryemlerim, Asiyelerim, unutmayınız ki cennet yüz derecedir. Peki bu dereceler neye göre dağıtılacak, işte burası önemli. Bu hayatı mümince yaşarkenki heyecanımız ve atılım gücümüze göre Allah’ın izniyle cennette yer edineceğiz. Kimimiz Ebu Bekir’lere yanaşacak, kimimiz Enes ibni Malik’lere yanaşacak. Cennette çok farklı nimetler, farklı seviyeler var. Orada göreceğiz ki Allah tembel ile çalışkanı; sadece iyi olanla iyilik için çalışanı; pısırık ile atılımcı olanı aynı tutmayacak. Biz ise biiznillah en iyisine koşacağız. Azmimizi, atılım gücümüzü ve yüksek bakışımızı hiçbir zaman düşürmeyeceğiz Allah’ın izniyle.
Ömrün bütününü Müslümaca yaşamalısınız.
Bu cümlemi söylediğim gibi bir yere yazınız: Allah yolunda yaşamak Allah yolunda ölmekten daha zor olabilir. 60-70 senelik hayatı Allah rızası için, şeriata uygun olarak yaşamanın zorluğu 6 dakika içinde şehit olup gitmekten çok daha zor olabilir. Bütün ömrü haramlardan kaçarak, farzları yerine getirerek, sıkıntılara tahammül ederek, taviz vermeyerek geçirmek daha zordur. Bu zorluğun bedeli de Allah katında çok daha yüksektir. Hayatın çilesinden kaçıp şehit olup kurtulmak başka şey, bir ömür binbir meşakkate katlanarak haramlardan uzak, farzlarla iç içe bir hayat yaşamak başka şeydir. Tercihiniz ikincisinden yana olsun. Onun için gençler, uzun soluklu Müslümanlık peşinde olacaksınız, uçuk fikirli Müslümanlıktan uzak duracaksınız.
Cemaat adamı ol.
Bu ümmet cemaat ümmetidir. Cemaat de La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah sözünü samimiyetle söyleyen herkestir. Bu cemaatin içinde şu klik, bu grup olabilir, bir meziyetleriyle öne çıkmış olabilirler. Sen onlardan birisinin adamı olma ama onlarla beraber ol. Çünkü La İlahe İllallah Muhammedun Rasulullah diyen herkes sensin, senindir, sen onlarınsındır. Ama bizim enerjimiz, ömrümüz filanca kurumun, filanca grubun yolunda feda edilecek kadar basit değildir. Biz Allah’ın kullarıyız, Muhammed aleyhisselamın ümmetiyiz, onun ümmetinin adamlarıyız. Elbette her grup kendini bu üç sacayağı üzerinden tanıtır ama öyle olmadığını da üç gün içerisinde her basiretli genç anlar diye umuyorum.
Duaya boğ kendini.
Sevgili genç kardeşim; sen Allah’ın kulusun, acizsin, ölüme mahkümsun, fani dünyada yaşıyorsun; Allah ise fani değil ezelidir, ebedidir, cenneti var, mülk onundur… yani sen kulsun, O da Allah. Dolayısıyla ne kadar dua edersen o kadar kulluğunun şuurunda olursun. Bu yüzden sakın günde bir defa dua etmeyi yeterli bulma, sakın acaba duam kabul olur mu diye tereddüt etme. Duaya doy. Duaya inan. Duadan usanma. İçin açılır, dertler seni ezemez o zaman, Allah’ın izniyle sen dertlerin üzerine çıkarsın.
0 Yorum