Adamlık Ölçüleri

Bilinmelidir ki adamlığın bir numaralı kanunu namaza ehemmiyet göstermektir. Şu kadar ki insan caminin kubbesini takke diye başına koymuş gibi namaza ve cemaate bağlı olmalıdır.

Düşmanın önünde durur gibi yalanın, şehvetin, haramın ve bütün adiliklerin karşısında zırhlı bir savaşçı edasıyla durmalıdır. Ona dedikodu yaptırılmaz. Pis olana elini, yanlış söze dilini bulaştırmaz. Çirkinliklerin önüne zırhıyla dikilir, gıybet ve iftira onda yer edemez. Yalan ve kul hakkı ona çarpıp geri döner. Adeta ümmetin ahlak kalesidir o.

Hakkı savunmak gündem olunca asla ürkek davranmaz. Onun olduğu ortamda insanlar kendilerini güçlü hisseder. Hak için güneş gibi doğan, aslan gibi kükreyen adam tweet atmaz: atarsa tokat atar ve attığını çökertir. Onun Müslümanlığı fark hissettirir, İslam onunla neşe bulup canlanır.

Doğru konuşur, mürüvvet sahibidir, tatlı sözlüdür ve sorumluluk alır. İsabetli düşünür, kafadan atmaz. Şahsiyetlidir, çocukla çocuk olur ama seviyesini korur. Erkekliğini/kadınlığını/damatlığını/gelinliğini bilir. Karakterinin ağırlığı ötelerden hissedilir.

Ağızlarından bir söz bir kere çıkar. Bu yüzden kimse onlardan imza istemez. Çünkü onun sözleri senettir. Eşine bir kere ‘peki’ demişse dünya yıkılsa dahi onu sözünden, verdiği sözün sorumluluğundan geri çevirmez. Seçimden önce başka seçimden sonra başka konuşmaz. İş görüşmesinde başka, noterde imzalar atıldıktan sonra başka olmaz. Kız bakmaya giderken bir türlü düğünden sonra başka bir türlü davranmaz. Sözünü günübirlik değiştirmez. Bunlar gibi adamlığın karakter çizgisine aykırı işler yapmaz.

O, sözgelimi birinin kızını görüp hayatının geri kalanını onunla rüyasında yaşamaz; gider ve evlilik teklif eder, reddedilirse yoluna devam eder.  Ayrıca gördüğü reklama, propagandaya, albenili sözlere kanmaz. Dünyanın türlü çekiciliğine karşı arzu ve isteklerine karşı koyar.

Erkeklerin, ailede kadınların otoritesi olduğunu bildiren ayet, adamlığın ölçülerinden biridir. Bu ayet evde adalet ve ekonomik külfet idaresinin erkeklerden sorulacağını bildirir. Evde kız çocuğunun ezilip ezilmediği, merhamet varlığının durumu, dünya nimetlerinin harcamasında denge gibi göstergeler Allah tarafından erkeğe sorulacaktır. Erkeğin bu minvalde mesuliyeti, onun ‘kavvâme’ olma yani aileyi yönetme hakkının verilme nedenidir. Bunun kaybedildiği yerde toplum; adalet, merhamet, infak ve iradenin tebarüz ettiği ilk nokta olan ailedeki üreme özelliğini ve adamlığın çoğalma yeteneğini kaybetmiş demektir.

Çünkü adamlık standardını korumak için de mücadele etmek gerekir. Kalıcılığı için çalışılmadığı sürece adamlığın kökü kurumaya mecburdur.

Bu sekiz ölçü sayesinde biiznillah adamlık standardı yakalanmış olacaktır. Ayrıca her çocuk da adamlığa aday olarak doğar. Çünkü adamlık fıtrata kodlanmıştır. Fıtratı bozulmayan her çocuk adamlığa adaydır. Çocuklarımıza adam muamelesi yaparsak Rabbimizin izniyle bir gün adamlık kalıbına geleceklerdir. Onların gözlerini aktörler ve futbolcular doldurmadan önce Musab bin Umeyr, Halid bin Velid, İbni Abbas ve Üsame doldurmalıdır. Küçükken büyüttüğümüz çocuklar büyük olabilirler ancak; küçük diye bekletilenler ise daima küçük kalacaklardır.