Örnekler Üzerinden İstişare

   

Örnekler Ne İşimize Yarar?

Örnekler Ne İşimize Yarar?

Bilginin örnek üzerindeki pratikliği kişinin zihnini o bilgiye yaklaştırır. Öğrenilen bilgi uygulanması gereken bir şey ise örneğin varlığı çok daha kıymetlidir. Örnek; kişiye o bilginin nasıl, hangi şartlarda, hangi aşamalarda uygulanacağına dair deneyimler sunar. Bunun yanı sıra kimsenin yapmadığı bir şeyi yapmak genel olarak insanlara daha zor gelir. Birilerinin önceden yaptığını yapmak ise kişinin zihninde çok daha mümkün ve kolaydır.

İslam’ı Yaşarken Örneğe Olan İhtiyaç

İslam’ı Yaşarken Örneğe Olan İhtiyaç

Dinimizi yaşama konusundaki örneklik ise çok daha önemlidir. İlk ve yegâne örneğimiz de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemdir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin örnekliği bütün Müslümanları bağlayıcıdır. Çünkü İslam, Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye üzerinden anlaşılmaktadır. Bu yüzden Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin emrettikleri ve yasakladıklarının yanı sıra nasıl yaşadığı, neler yaptığı da her Müslüman için bağlayıcıdır.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden sonra da örnek şablonumuzda ashab-ı kiram vardır. Onlar Rabbimizin razı olduğunu belirttiği insanlardır. Peygamber aleyhisselama vahyedilen ayetler onların yaptıklarıyla ilk olarak yeryüzünde uygulanmıştır. Kıyamete kadar gelecek olan bütün nesillere de insanların nasıl Şeriat’ı uygulayacaklarına dair örnek olmuşlardır.

Vahyin yeryüzüyle buluştuğu o dönemle aramızda asırlar olsa da İslam ve iman kıyamete kadar gelen her insanın en büyük sorumluluğu, yaratılış amacıdır. Dinle sorumlu olan insanın etrafındaki çevre ve imkânlar değişse de kendisi hep aynı biyolojidedir. Her zaman Müslümanlık sorumluluğunu taşıyabilecek kapasitedir. On dört asırdan beri insanlığın imkânları gelişmiş, dünya daha teknolojik bir yer olmuşsa da bu, insanlık için farklı bir durumdur. Allah Teâlâ’nın katında ise sadece planlanan proje gerçekleşmekte, insandan aynı kulluk istenmektedir.

İndirilen vahiy; değişen imkânlar ve dünyayla kıyamete kadar bütün insanlığı kuşatır. Yani teknoloji ve gelişmişlik düzeyinin önceki çağlara göre zirvede olduğu asrımız insanı için de çöl şartlarında yaşayan o mübarek insanlar, muhteşem örneklerdir. Dinimize ait konuları Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ashab-ı kiram üzerinden orijinal şekliyle öğrenebiliriz.

İstişare Dinimize Ait Konulardandır

İstişare Dinimize Ait Konulardandır

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin mübarek hayatından ve pek çok sahabe üzerinden bu konuda bize aktarılan fazlaca örnek/olay vardır. Bu örnekler bize İstişarenin dinimize ait konulardan olduğunu göstermektedir.

Vahiyle yaşayan ve her an vahiy kontrolünde olan Peygamber aleyhisselamın bile çokça Ashab-ı kiram ile istişare etmesi, istişare görevinin Ümmet’in her ferdi üzerinde ağır bir sorumluluk olduğunu göstermektedir.

Kişinin tecrübesi ve bilgi birikimi ne kadar fazla olsa da mü’minin üzerindeki istişare sorumluluğunun hep devam ettiğini de Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem üzerinden anlıyoruz.

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden Bize Kalan İstişare Örnekleri

Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden Bize Kalan İstişare Örnekleri

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin bize bıraktığı Sünnet mirası bütünüyle her Müslüman’ı bağlayıcıdır. Nasıl namaz kıldığı ciddi bir konu olduğu gibi; nasıl, hangi konularda istişare yaptığı da bilmemiz gereken konulardandır. Sakal bırakmak, tebessüm etmek gibi konular kadar Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin istişare eden bir lider olduğu da Müslüman nesillere öğretilmeli, zihinlerde canlı tutulmalıdır.

Hadis kitaplarımızda Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin istişare ile ilgili yönlendirmelerini içeren hadis-i şerifler mevcuttur. Bu hadisler incelendiğinde Peygamber aleyhisselemın kendisine danışılmak istenilen mü’minin görüşünü belirtmesinin onun üzerinde bir görev olduğunu söylemesi gibi istişareye dair kurallar getirdiği anlaşılacaktır.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şu konularda ashab-ı kiram ile istişare etmiştir:

  • Mescide minber inşa edilirken[1],
  • İnsanların namaza hangi usulle çağrılacağı hususunda[2],
  • İfk olayında[3],
  • Bedir'de Ebu Sufyan’la savaşılıp savaşılmaması kararında[4],
  • Bedir’de Mekkeli müşriklerle savaş kararından sonra ordunun karargâhı ve mevzilenmesi konusunda[5],
  • Bedir Gazvesi’nde esirlere ne yapılacağı noktasında[6],
  • Hendek Gazvesi’nde nasıl bir metot izleneceğine dair[7],
  • Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra ashab-ı kiramın Peygamber aleyhisselamın kurban ve tıraş emrini yerine getirmemeleri ve Peygamber aleyhisselamın Ümmü Seleme Annemiz radıyallahu anhaya danışması.

Bu örneklerden de anlaşıldığı üzere Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem toplumsal konularda da bazı bireysel konularda da istişare etmiştir. Ve aynı zamanda kritik ve önemli konularda istişare ettiği gibi çok sıradan konularda da istişare etmiştir.


[1] İbn Mâce, İḳāmet, 199

[2] İbn Hişâm, II, 154-156.

[3] Buhârî, Şehâdât, 15

[4] Müslim, Cihâd ve’s-Sîyer, 83

[5] İbn Hişâm, Abdülmelik b. Hişâm, es-Siretü'n-Nebeviyye, Beyrut, 1971, II, 272.

[6] Tirmizi, 1636-1714

[7] İbn Hişâm, es-Siretü'n-Nebeviyye, III, 235; İbn Sa‘d, Kitabu’t-Tabakâti’l-Kebîr, II, 66

Ashab-ı Kiramdan Bize Kalan İstişare Örnekleri

Ashab-ı Kiramdan Bize Kalan İstişare Örnekleri

Ashab-ı kiramın hayatındaki istişare örneklerinin bazıları şu şekildedir:

  • Şam’da veba salgını çıkması üzerine Ömer radıyallahu anhın oraya gidip gitmeme konusunda önce Muhacir’le sonra Ensar’la sonra fetihten önce hicret etmiş Kureyş muhacirleriyle istişare etmesi,
  • Ashab-ı kiramın ticari konularda da Peygamber aleyhisselam ile istişare etmesi,
  • Ebûbekir radıyallahu anhuya biat edilmesi konusunda,
  • Dinden dönen ve zekât vermeyi reddeden kabile ve topluluklara savaş açılması hususunda,
  • Kur’an’ın cem‘i konusunda istişare edilmesi,
  • Ömer radıyallahu anhın ashabın ileri gelenlerine onlarla istişare edebilmek için Medine’nin uzağındaki yerlere yerleşme izni vermemesi,
  • Ömer radıyallahu anhın kendisinden sonraki halifenin seçimi için altı kişilik bir heyet oluşturması,
  • Abdullah b. Sa‘d İfrîkıye’nin fethi için kendisine mektup yazınca Osman radıyallahu anhın yanında bulunan ashabın ileri gelenlerine konuyu danışması,
  • Kur’an’ın çoğaltılıp farklı bölgelere gönderilmesi konusunda istişare edilmesi,
  • Abdullah b. Zübeyr, Hicaz’da halifeliğini ilân ettiğinde hilâfeti şûra esasına döndürmeyi vaat etmesi,
  • Abdullah İbni Zübeyr radıyallahu anhumanın Haccac’a teslim olup olmayacağı konusunda annesine danışması.

Bugün Müslümanlığımızı Rabbimizin istediği şekilde yaşamamız, bize Peygamber aleyhisselamdan ve ashab-ı kiramdan miras kalan bu izleri doğru takip etmekle mümkündür. Bizim geçmişimiz imanımızla bağlantılıdır. Bu yüzden de tarihî ya da ibretlik olaylar olmanın ötesinde geçmişimiz ebedî hayatımızla ilgili konularla doludur. O konulardan biri istişaredir.

İstişare Dinimizden bir konudur; namaz gibi, oruç gibi... Bizden öncekiler namaz gibi istişareyi de anlamış ve uygulamışlardır. Biz de anlamak zorundayız; kendilerinden Allah’ın razı olduğu nesil gibi olalım ve İslam bizim olduğumuz her yerde yücelsin diye...

0 Yorum

Bu içerik ile ilişkili bir yorum bulunmamaktadır.
Yorum Yap