Bir gün Kudüs fethedilse, uyduruk Yahudiler denize dökülse bile, şeytan ve adamları Kudüs’e hâkim olma arzusundan vazgeçmeyeceklerdir. Bu savaş son insana kadar sürecektir.
Muazzam bir kaçış. İnsanlardan, şehrin keşmekeşinden, zihnimdeki karmaşadan... Dingin, sessiz ve huzur dolu bir arayış. Bir varış; güneşe, göğe, yeşile, rüzgara, toprağa ve özüme.
Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemden sahih olarak rivayet edilen bu hadisler, inşaallah Ramazan’ı ihya etmemiz için bizlere kılavuz olacaktır
Bizim üzerimize düşen; Rabbimize ne zaman kavuşacağımızı bilmediğimiz bu dünya hayatını, O’na kulluk ederek ve ondan gelenlere razı olarak yaşamak olacaktır.
Allah bizi mükemmel olalım diye de yaratmadı. Allah’ın rahmeti mükemmellikte yatmıyor; bu mükemmellik uğrunda gösterilen niyet ve çabada yatıyor.
Bir gıda insanın doyma kapasitesinin üstünde, yani hazmetme noktasının üstünde yendiği zaman gıda ne olursa olun, kavun olsun karpuz olsun ne olursa olsun, o gıda yenmesi caiz olmayan bir gıda olur.
Öyleyse daima teyakkuzda olmam gerek. Bu yolu en iyi şekliyle tamamlamam gerekiyorsa eğer her şeye rağmen yürümeye değer ve yolda olmak her haliyle güzel.
Şimdi siyah-beyaz film şeritlerinden akan flu görüntüler gibi çocukluğumuz. Tüm renkleri kaybetmiş, kahramanlarımızı yenilgilerimize kurban vermişiz.
Dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren öğrenmeye başlar insan.
Bundan 1400 yıl önce omuzlarımıza iki emanet bırakıldı. Kıyamete kadar var olacak ve korunacak Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin Sünnet-i Seniyyesi asırlarca önümüzü aydınlatan rehberimiz oldu.