Ramazan’ın hayatımıza etkisini tespit için gelin “Ramazan Sonrası Testi”ni uygulayalım. Geçemezsek, Ramazan önümüzden geçen bir trenmiş gibi bize uğramadan geçmiş demektir.
Liste
Hesap günü, camilerimiz değil, camileştirdiğimiz kalplerimizle Allah’ın rızasını kazanacağız. Kalplerimiz camileşmezse “Bizim mahallede cami vardı” sözü hiç kimseyi kurtaramayacaktır.
Hepimiz bir testin, bir sınavın içindeyiz. Allah Teala bizi sınıyor, izliyor ve ona göre cennet ve cehennemi bize layık görecek.
Önümüze aldığımız, kendimize rehber edindiğimiz, sıkıştıkça başvurduğumuz şey her ne ise biz de oyuz demektir. Çünkü o, bizim esasımızı oluşturur ve biz, esasımızdan başka bir şey değiliz.
Rabbimizin anlattığı her şey akidemiz; akidemiz ise yaşamımızı şekillendirir. İşte imanımız! Eğer bu şekilde iman etmezsek, o halde okuduğumuz hiçbir ayetten bir faydayı elde edemeyiz.
Çünkü takva ilmin anahtarıdır. Eğer anahtarı elde edemezsen kapıyı açamazsın. Kapıyı açamadığın için de ilmi meseleleri çözmekte sorun yaşarsın ve bu sorunu da zihin dağınıklığı sanırsın.
Çocuğu, elinde sorun, içinde ihtiyaçlar ve belirsizlikler içinde bir başına bırakmayın. Çocuğunuzun, sizden aldığı güvene ihtiyacı var ve güven, belirsizlikle bir araya gelemez.
Kur’an’ımız, Allah’ın kelamıdır. Vahiydir. Ağırdır. Sıradan bir kitap gibi okunamaz. Kültür edinmek için tekrarlanamaz. Ölülere gönderilsin diye değildir. Yaşayanları ikaz etmek içindir.
Bağımlı kişilikseniz, belirtiler kısa süreli değil de hayatınıza yayılmış, demektir ve iyileşmeniz gerekmektedir. Çünkü hayat, yaşamanız için sizi bekliyor, bağımlı olduğunuz kişileri değil.
14 asır önce bir insanın, her canlının sudan oluştuğunu bilmesi mümkün müydü? Her zaman su kıtlığı olan Arabistan çöllerinde yaşayan biri için böyle tahmin yürütmesi akla uygun mudur?