Unutmayalım ki Rabbimiz “Siz; insanlar için çıkarılmış, insanlığa adanmış bir ümmetsiniz.” buyuruyor.
Kur’an’ımız, Allah’ın kelamıdır. Vahiydir. Ağırdır. Sıradan bir kitap gibi okunamaz. Kültür edinmek için tekrarlanamaz. Ölülere gönderilsin diye değildir. Yaşayanları ikaz etmek içindir.
Bağımlı kişilikseniz, belirtiler kısa süreli değil de hayatınıza yayılmış, demektir ve iyileşmeniz gerekmektedir. Çünkü hayat, yaşamanız için sizi bekliyor, bağımlı olduğunuz kişileri değil.
Allah’ın milyarlarca canlı içinde “düşünme ve düşündüklerini konuşarak aktarabilme” kudretiyle bezediği insan, her yerde olduğu gibi konuşma hususunda da başıboş bırakılmış değildir.
14 asır önce bir insanın, her canlının sudan oluştuğunu bilmesi mümkün müydü? Her zaman su kıtlığı olan Arabistan çöllerinde yaşayan biri için böyle tahmin yürütmesi akla uygun mudur?
Ölümlü dünyadan selam diyarına yolculuk yapmak için çabalıyoruz. Selam, cennete giriş parolasıdır. Dünyada “selamünaleyküm” diyoruz ki cennette daha güzeliyle karşılanabilelim.
İmanın ve İslam’ın temel direklerinde zafiyeti olan; batılı destekleyip ‘Kalbim temiz!’ diye nefsine kılıf uyduranın beklentisi, boş beklenti ve hayali, boş hayalden ibarettir.
Geçmişi değiştiremeyiz… Fakat kötü izlerini ve hasarları iyileştirebiliriz… Hayatımızı sağlıklı zeminde yaşamaya bir adım atalım. Çünkü sağlıklı ruh hali, sağlanmış duygusal güçle mümkün…
Şu nakıs dünyaya meyyal olma Gelip geçici mihmansın sen
Aslında ömrümüz boyunca birçok defa gönül hoş ettiğimiz halde, bunu bir ibadet gibi görmediğimiz, Allah rızası için yapılan işlerin dışındaki bir iş gibi algıladığımız için, çok şey kaybediyoruz.