Çünkü ilmihâl, hayat kitabı Kur’an’ımızı bile nasıl okumamız gerektiğini öğretir bize.
Cennete girebilmemiz için Rabbimiz, bizden öncekileri sınadığı gibi bizi de sınayacak ve onların gösterdikleri iman samimiyetini bizim de gösterip göstermeyeceğimizi görmek isteyecektir.
Bir arı misali her çiçekten faydalanmak, sürekli yeni ve bir öncekinden daha güzel bir şeyler yapmak istiyoruz fakat başarılı olamıyoruz.
Merhamet duygusuna sahip birey, bilerek kötülük yapamaz. Şefkatli ve merhametli kişilerin iyi aile bireyleri olmaları daha kolaydır.
Bunaldığımızda, kalbimiz ve ruhumuz yorulup bir kapı aradığında ilk çalacağımız kapı, Rabbimizin kapısı olmalıdır.
İstişareye uygun hareket ettikten sonra artık bu karardan dönülmez. Yapılacak tek şey Allah’a güvenmektir. Mutlak zafer, başarı kuşkusuz O’nun yardımıyladır.
Mutlu sonu olsun diye uğraşır insan, uğraşmalıdır. Mutlu son için değer, zor da olsa saygı göstermek. Cennette biten bir son. O son için değer işte. O sona derler “Mutlu son!” diye.
İstişare dinimizden bir konudur; namaz gibi, oruç gibi... Bizden öncekiler namaz gibi istişareyi de anlamış ve uygulamışlardır.
Çünkü mü’min en rahat anında olsa da haramla dolu bir yerde yaşamak zorunda kalsa da Rabbini unutmaz.
Bir kul Rabbini seviyor ve sevgisini salih amellerle buluşturuyorsa Allah da o kulu seviyor demektir.